USTA

tam on yaşımda
çalışma hayatına başladım
küçük yaşta boyumdan büyük yükü sırtımda taşıdım
tekstilde ortacı,çırak olarak çalıştım
gözlerim uykusuzluktan açılmıyordu
usta bağırıyordu

çabuk ol,iş erken bitsin diye
okul harçlığım çıksın diye çalıştım
hem okul,hem çalışmak
ikisini birden idare ediyordum
ne canımda,ne bedenimde,
nede kollarımda güç,derman kaldı

çocukken hep hayellerini kurardım
polis olup,sevdiğim kızı alıp
mutlu yuva kurmak,en büyük hayelimdi
hayellerim küle döndü
olmadı be usta
polis olamadım

küçük yaşta ellerimde kalem,defter değil
küçük ellerim yağlı dikiş makinasının 
parçalarını tuttu
dokunma bana usta
çok yorgunum
ayrılıkları yaşamaktan

çalışmaktan canım,bedenim çürüdü
herkes sever,sevdiğine kavuşur
ben taparçasına,delicesine,
uğruna ölümleri göze alarak çok sevdim ama
sevdiğime kavuşamadım usta
içimi sana döksem anlamazsın

çalış,çalış nereye kadar
dayanacak güç kalmadı bende usta
yaşamadan ölümleri gördüm
boynum bükük,çok yalnız kaldım
düştüm kalktım,sürünüyorum
hiç kimse halimden,derdimden anlamaz

hani derler ya
çalış paran olsun sevdiğini
istediğin herşeyi alırsın diye
çalıştım ama,zengin olacak kadar param yoktu
parasızlık yüzünden sevdiğimi hain ellere gelin ettim
ben doğmadan hayatım,yaşantım öldü usta

elime sürünme anahtarını verdiler
çamur sahasında sürünerek çalış diye
çok yazık oldu okul hayatıma
söyle usta söyle
ben şimdi hangi gücüme güvenerek çalışayım
genç hayatta,hayata,yaşamaya küstüm,dargınım

canım yanıyor usta canım
çok ölmeyi istedim ama
ölemedim sürünerek az buçuk yaşıyorum
başımda öldüren sahte dostları gördüm
yüreğim yorgun,gönlüm yorgun
defterlere,satırlara,mısralara değil
adımı mezar taşına yazdılar

tekstilde çalışırken çalışma saatinde
hep hayeller kurardım
sevdiğim kıza kavuşma hayelini kurardım
sevdiğim kızı kaybettikten beri
kesildi can damarım
zalim dünyanın çamur tuzağına dştüm

neden usta neden
sevmeyi,aşık olmayı,sevdalanmayı 
bana çok gördüler
sevmek,aşık olmak,sevdalanmak 
kağıt paramı demektir
gözü ac doymayan 
insanların dünyasında yaşıyoruz

ben şimdi nasıl yalancı dünyanın 
neyine güvenerek yaşayım
tek umudum,tek hayelim
ölmeden önce sonkez
sevdiğimin çiçek yüzünü görmekti
allah belasını versin gördüm,görmez olaydım

sevdiğimi görür görmez
işkiye,sigaraya başladım
adeletsiz bir sevdanın mahkemesine düştüm
dört duvar arasına yaslanıp
sessizce,acı çekerek ağladım
kalkmış bana anahtardan,fidadan bahsediyorsun
usta

hiç halimi sormuyorsun usta
küçük yaştan beri bugüne kadar
hayatım,yaşantım yalan dolan oldu
karıştım toza dumana
içim kan kusuyor usta
hayatım,yaşantım kanser oldu

sevdiğimin saçlarını öremedim
hiç kimse çektiğim dertleri anlamazlar,bilmezler
ancak çeken anlar,bilir
daha sevdiğimin minik ellerini tutamadan elim yaralandı
ancak uğruna göz yaşı döken bilir
acılarım,çilelerim
yorganım,yastığım,gömleğim oldu

hayatım,yaşantım 
kara yılan gibi zehirlendi usta
ustalık demek anahtarı tutmayı öğretmek demek değil
ustalık hayatı,dostca,kardeşçe yaşamayı öğretmektir

ŞAİRİ:YAZARI:ZAZA MAHSUN TUĞRUL

24.05.2014

( Usta başlıklı yazı zaza mahsun tarafından 7.06.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu