REMZİYE ANNEM
ana sensizlikten
bu can,bu beden
bu yürek çürüdü
çok yazık oldu hayatımıza
fakirlik kesti yaşantımızı
sensiz yaşamaktan küstüm hayata
hayat meyvelerimiz kurudu
sensiz canım yanıyor
başımda hançer bıçağını saplayan insanları gördüm
remziye annem
sensizlikten yüreğim yorgun düştü
sensiz dertlerim efkarlı
aldanlık,güvendik
fakirlik hayat,yaşamına
dünyamız başımıza yıkıldı
sensizlikten bedenimden canım çıktı
senin ayrılığına can,bedeb basıl dayansın
ezi tiri bimiri unka
ezi sekeri miri raştıcı vacı
ezi gurbeti perişani
sensiz tek başıma kaldım
sende başka düşünenim yok
dünyaya geldiğimden beri çaresizim
dünyaya geldiğimden beri hiç yüzüm gülmez
zalim yoksulluğun tuzağına düştük
ne soranımız,nede ağlayanımız var
remziye annem
melek gözlerinden akan göz yaşlarına kurban olayım
ağlama,üzülme,karalar bağlama
bizim kaderimiz böyle yazılmış
fakirlik ayrılıkların yüzünden
hayatımız,yaşantımız yağ kirlisi gibi kirlendi
kirli ellerimle sana istediğin hayatı veremedim
cennet ayaklarının altını öpeyim
kurbanın olayım affet beni
benden okul okumamı istedin
meslek sahibi olmamı istedin
ne okuyabildim,nede meslek sahibi oldum
karşına cahil olarak çıktım
sana karşı başım dik olacağına
başım bükük kaldı
kurtulamadım fakir yaşamaktan
bir çüngüş güzelini
delicesine,taparçasına çok sevdim
okul hayatım karardı
okul okumaya hefesim,okuyasım kalmadı
bilseydim bu kadar çok
allahsız,vicdansız,kitapsız olduğunu
delicesine,taparçasına çok sevmezdim
gün doğarken
doğan güneşi hiç görmedik
remziye annem
hava karalınca,gece olunca
ışıl,ışıl parlayan yıldızları görmedik
el sever sevdiğini alır,mutlu olur
delicesine,taparçasına çok sevdim
neden ben kavuşamadım
çünkü sevdiğimi alacak kadar paramız yoktu
ben isyan etmeyimde
kimler isyan etsinler
sensizlikten canım,bedenim kanser oldu
tut elimi düşecem
dizlerimde derman kalmadı
sonkez koynuna al uyut
remziye annem
belki yarın ölürüm
sana son vasiyetim
kefene sarılmış tabutun içine koyup
getirilen cesetimi görürsen ağlama
üzülme,karalar bağlama
mezarımın başına geldiğinde
sana sorarlarsa bu mezarda yatan kimin olur diye
oğlumdur deme
çünkü işe yaramaz,cahil insan senin oğlun mu? diye
alay etmesinler
gururun incimesin
,insanlara karşı utanarak boynun bükük kalmasın
iş elbise kirliliği gibi
aşkımı,sevdamı kirlettiler
gençliğime,yaşantıma doyamadım
seni değişmem dünya mülküne
ne zaman yaşam ışığımız olacak
remziye annem
zaza mahsun tuğrul ölsün sana
elim,ayağımsın
dünyamsın,dünya gözümsün
damarımdan akan kanımsın
canımsın,sol yanımsın
yaralı yüreğimin yaralarısın
cenneti açtıran,cennet kapımsın
gözlerimin göz bebeğisin
acılarım,dertlerim,kederlerimsin
mezarımın çiçeklerisin
mezar toprağımsın
üzerime dökülen kara toprağımsın
canıma,bedenime sarılan kefenimsin
ben seni değişmem dünya mülküne
gözüm yoktur dünya mülküne
yoksul ayrılıklar bizi buldu
içine girdiğim mezarımsın
mezar taşıma yazılan yazılarımsın
çocukluğumu özledim
remziye annem
çocukken oynadığım,oyunları özledim
ne saray,ne köşk isterim
seni istiyorum annem
dünya meleğimsin
cennetim,meleğimsin
çocukken ekmeğe yağ sürüp kapının önünde
taze yağlı ekmek yemeği özledim
çocukluk gülüşlerimi özledim
eski dostlukları,kardeşlikleri özledim
ŞAİRİ,YAZARI:ZAZA MAHSUN TUĞRUL
28.05.2014