O, bir zamanlar kartaldı diye
Sözlerime başlayacağım hiç aklıma gelmezdi!
Katli vacip birine
Başını kaldırıp yüzüme bakmadan
En ayarsız halimle
Hiç ölünür mü dirine diyesim varken
Utanmayıp bakar mı ki
Tufanımdan cezalı yalan gözleriyle dipdiri.
Oysa, o kokardı yüreğim
Manolyanın yüz altmış türünün
En özeli nazeninden sevgili.
Toprak uyumunda beraber sanıyorken
Kışa dayanıklılığım dahi
Yaprak dökümlerimi engelleyemedi
Müşkülpesentliğimin arifesinde
Dağımın başı duman h/altı.
Şimdiler de kumlu tepelerin
Çalı konumunda cılız açılan etkisiz
Kokusuyla cezbe değer olmadığını
Bilsin yeter, en sarhoşundan biraz hallice.
Elimden gelse
Huysuz hava şartlarıyla
Yapraklarının açılmasına müsaade dahi etmezdim.
Gerçi, ona pek bakımda gerekmez ya
Ne anlar ki
Toprağımın humuslu olup olmadığından
Gelgitleri medcezir, zor bela uyum ağlak!
Malum her araziye uyma özelliği var
Şahsına münhasır
Tezgahında, pimpirikli çenebaz.
Her hikayesi bir yılan misali
Ağar üzerime
Zehrinden salya sümük
Mamuru olan beni, mest etmeyen
Mesnet-imde o ağır külfet.
Daha ne söylemem lazım
Manolyanın köklerini derinlere
Saldığını sanmışken kalbi uyumumdun eğilimimde.
Nereden bilebilirdim ki
Yüzeysellik de dirsek atıp eyvaha katacağına
Spazmında ben mide
Mengenesi sen oturup da sıkıştıran her kasta.
O ismini koyamadığım sevgili günahım
Kızılca kıyamet dünkü doyumlarımda
Sanmıştım ki; dememek gerektiğini
Olmayan vicdanıyla öğretti ya bana suspus.
Kibrit suyu, gösterişsiz köküne
Sözlerimden yine yari bulup neminde küfünü yaktım
Alaz kül, yar katlin dünden vacip
Sıkıntı var harmanda limoni
Ayak direr kelamım
Şimşek zaaf ise, işte çaktım manolya!
Budama mevsimini atlıyorum
Dallarını kırık ve yaralı bırakmalıyım ki
Bu zamana değin neler çektirdiğini az anla.
Gönlüm firarisinden çay demi
Tavşan kanından en koyu
Kaçağı oynar sövgüsünde
Büyümesini istemeyip de biçtiğim.
Bundan sonra
Ne sana, ne de o oluşmayan
Basite indirgelediğim
Tuturuk bile olmayacak kuru fidelerinin
Bahçesine, uzun vade de ihtiyaç duyarım.
Fikrimden de zikrimden de
Takviminden muaf tuttuğumsun
Kum saatimin toprağında bile
Beni bulamayacak olan, özründe sen manolya!
Haksız gururlarını binlercesine böl
İstersen, zerre miskal ben değilsin
Üzerimde bulunan
Aşk gömleğinin durmasına ne gerek var zoraki!
Ben! Her defasında sana manolya demişsem
En sonuncusundan, sen siteminden son defa dövgüsünde.