Yarım kundaklı bebekler
ağladı durdu saydam yaşamlarda...




Isırıldı elma yanaklarından
sancılı bir şiir doğurdu
geldi baş aşağıya çocuk...




Camda yürüdü yansıması 
soluğu değdi
uzun yol şoförünün dikiz aynasına
Sollandı durdu
kimsesiz çiçek tarlasında...




Susamı yanık İstanbul simidi gibi
yüzünden düşerdi bin bir parça.
Cebinde şekerleri
içinde hüzünleri ile çekerdi içini.
Katlanırdı kefeni
minik parmaklarının değdiği
boyacı sandığında....



Mavi mavi ağladı hep
deniz kenarında...
Gülün ucunda kurudu 
pembe hayalleri
Dikenin doruğunda parçalandı
insanlığın son durağı....



Düş kıvrımında örselendi 
sanrılı gülüşleri.
Bir şamar patladı
yaşamın avuçlarında
Belalı şiir çingenesi
akordiyon çaldı ruhunda...
Yorgandan dışarı çıktı
azalan nabız atışları...




Kağıt mendilden 
kayıklar yüzdü gülücüklerinde,
Binlerce kez battı da;
Güne kondu camında
fark edilmedi alaborası...
Yıkandıkça çekti günleri,
gölgelendi hüzün adasında gözleri...
Kısa pantolonlu günlerinin
dudakları koptu takvimlerinde...




Hokkanın mavisine düşen
çocuk kahkahasını getirin bana
Divit mağrurluğu olsun 
cumartesi oluklarında.
Dökülsün denizlerin resmi,
çocukların kucağına




Ne çok kalabalıktınız çocuk
karınca  yuvalarına sığamayan...





Ferda Özsoy



Ne çok kalabalıktı  yüreğin  bir köşesine  sığamadığım...

Fotoğraf


( Denizlerin Çocuğu başlıklı yazı ferda'ca tarafından 4.07.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.