KAYSERİ’MİN İSTİKLAL MARŞI
DERLEYEN
Mustafa Mete İSLAMOĞLU
“Kayserili hemşerilerime armağanımdır”
“ ÜNLÜ GESİ BAĞLARI TÜRKÜSÜNÜN BÜTÜN
KITALARI
Gesi
bağlarından gelsin geçilsin
Kurulsun masalar, yensin içilsin
Herkes sevdiğini alsın seçilsin
Gel otur yanıma, hallerimi söyleyim
Halimden bilmiyor, ben o yâri neyleyim
Gesi
bağlarında bir top gülüm var
Hey Allah’tan korkmaz, sana bana ölüm var
Ölüm var da şu gençlikte zulüm var
Atma anam atma beni dağlar ardına
Kimseler yanmasın anam yansın derdime
Gesi bağlarında
tokaştım taşa
Gardaş ekmeğini, kakarlar başa
Çalıştım uğraştın emeğin
boşa
Örtün pencereyi değmesin yeller
Dertli olduğumu bilmesin
eller
Gül
koymuşlar menekşenin adını
Dünyada almadım ben muradımı
Ben ölürsem dertli koyun adımı
Yas tutsun ellerim, kına yakmayım,
Kör olsun gözlerim, sürme çekmeyim.
Gesi
bağlarında üç ırgat işler
Anamdan mı gelir şu uçan kuşlar?
Analar doğurur ele
bağışlar
El kadar alnımda, kara yazım var
Evvel başım idi, bir de kuzum var
Gesi bağlarının gülleri
mavi,
Ayrıldım anamdan gülemem gayrı,
Alımı yeşili giymeyim
gayrı.
Gel otur yanıma,
başımın tâcı
Ayrılık günleri ölümden
acı
Gesi
bağlarında dolanıyorum,
Yitirdim yârimi aranıyorum
Bir çift selâmına güveniyorum
Ben gülsem oynasam yasak diyorlar,
Varın, yoğun elinden alsak diyorlar.
Saç
üstünde fısır fısır bazlama
Ana yâralıyım ciğer közleme
Ben ölüyom gelir diye gözleme
Ölüm olmasın da ayrılık olsun,
Bize sebep olan içten vurulsun.
Şu
görünen bahçe m`ola bağ m`ola?
Şu dağın ardında anam var m`ola?
Anam da benim gibi yanar m`ola?
Ne deyim ağlayım bu böyle kalmaz,
Kulların başına gelmedik olmaz.
Gesi
bağlarında kaynar serince
İçerim kan ağlar anam seni anınca
İflah olmam ben bu dertten ölünce
Yaz yaz mektubunu postaya bırak
Varamam yanına yollarım ırak.
Şu
dereden akan bulanık seller
Derdi ben içerim ne bilsin eller
Oturup ağlasam delisin derler
Gayri dayanacak özüm kalmadı
Mektuba yazacak sözüm kalmadı…
Ocağa
et koydum yiyesim geldi
Ciğerim anamı göresim geldi
Açıp mezarım giresim geldi
Ne deyip ağlayım alın yazısı
Kader böyle imiş onmaz bazısı
Gesi
bağlarında şıvga dalım yok
Derdimi söylesem dinleyenim yok
Herkes güler oynar, sorgu sual yok
Devşirdim çiçeğim elimde kaldı
Gidiyom gurbete benim nem kaldı?
Gesi
bağlarında bülbüller öter
Ateşim yanmadan tütünüm tüter,
Bana bir hal oldu ölümden beter.
Ne deyim ağlayım ah alnımın yazısı,
Böyle olur anam gelinlerin bazısı
Gesi
bağlarında kılarım namaz,
Kılarım kılarım Hakk`a yâramaz,
Dostun ettiğini düşman yapamaz.
Meğer taşa biber ekilmez imiş
Kötülerin kahrı çekilmezimiş
Bir
yüzük yaptırdım dar mı geliyor?
Gurbet eller sana zor mu geliyor?
Yalınız yatması ar mı geliyor?
Gel otur yanıma, başımın tacı
Ayrılık günleri ölümden acı
Dağdan
yuvarlandı kayalarımız,
Gam ile yuğrulmuş mayalarımız,
N`ola taş doğuraydı analarımız.
Yaz yaz mektubunu postaya bırak
Varamam yanına yollarım ırak.
Bu
yıl meyve çoktur dallar götürmez
Dağlar diken olmuş kervan oturmaz,
Benim bağrım yufka sitem götürmez,
Örtün pencereyi değmesin yeller
Dertli olduğumu bilmesin eller
Gesi
bağlarında pişirdim nohut
Yârim ben ölüyom sen beni unut,
El kadar yavrumu yerime büyüt
Yas tutsun ellerim, kına yakmayım,
Kör olsun gözlerim, sürme çekmeyim.
Gesi bağlarına
indi bir Frenk
Ah çeker ağlarım dayanmaz yürek
Gönderin yârimi o
bana gerek
El kadar
alnımda, kara yazım var
Evvel başım idi, bir de kuzum var
Gesi
bağlarında kaynar kum idim
Fener gibi yanan anam mum idim
Evvel Allah sonra, sensin ümidim
Gel otur yanıma, hallerimi söyleyim
Halimden bilmiyor, ben o yâri neyleyim
Gesi
bağlarında bir top gül idim
Yağdı yağmur güneş vurdu eridim
Ezel yârin sevgilisi ben idim
Ben gülsem oynasam yasak diyorlar,
Varın, yoğun elinden alsak diyorlar.
Gesi
bağlarında geçilmez yastan
Her yanım ıslandı yağmurdan yaştan
Sağ yanın ağrırsa sol yana yaslan
Ölüm olmasın da ayrılık olsun,
Bize sebep olan içten vurulsun.
Gene
kalaylandı sofranın tası,
Silerim durulmaz gözümün yaşı
Şu benim çektiğim soysuzun işi
Ne deyim ağlayım bu böyle kalmaz,
Kulların başına gelmedik olmaz.
Yüceye
kaldırın gelin ölüsü
Elmalar donatın söğüt dolusu
Bana derler kadersizin birisi
Yaz yaz mektubunu postaya bırak
Varamam yanına yollarım ırak.
Gesi
bağlarında ötüşür kuşlar
Kalmadı başıma değmeyen taşlar
Anam bana kıydı ele bağışlar
Gayri dayanacak özüm kalmadı
Mektuba yazacak sözüm kalmadı….
Gesi
bağlarında üç ağaç iğde
Ciğerim tutuşur gözlerim yerde
Çârem yok tutuldum amansız derde
Ne deyim ağlayım alnım yazısı,
Böyle olur gelinlerin bazısı
Ah
çeker ağlarım dinmiyor acım
Ne yapsam silinmez şu alın yazım
Böyle m`olur gelin iken şu yüzüm?
Devşirdim çiçeğim elimde kaldı
Gidiyom gurbete benim nem kaldı?
-Gesi
bağlarının erimez karı
Ciğerim sızılar ağlarım zâri
Evvel benim iken şimdi el yâri
Gel otur yanıma, hallerimi söyleyim
Halimden bilmiyor, ben o yâri neyleyim
Halımı
dokuyup bağ mı tutayım?
Issız gecelerde nasıl yatayım?
Kendimi ben ırmağa mı atayım?
El kadar alnımda, kara yazım var
Evvel bir başımdı, şimdi kızım var
Urganım
atmadık dallar mı kaldı?
Başıma gelmedik hallar mı kaldı?
Bende söylemedik diller mi kaldı?
Meğer taşa biber ekilmez imiş
Kötülerin kahrı çekilmezimiş
Gesi
bağlarında üç oylum kaya
Yatamam yıldızı hep saya saya
Tan vakti arkadaş olurum aya
Atma anam atma beni dağlar ardına
Kimseler yanmasın anam yansın derdime
Gesi
yamacında öten gumrular
Ötüp de yuvada yatan gumrular
Halimi görüp de utan gumrular
Örtün pencereyi değmesin yeller
Dertli olduğumu bilmesin eller
Kurbağalar
sağ yanımda ötüşür
Ötüşür de zıp zıp zıplar sekişir
Yazıda yatanın üstü pek üşür
Yas tutsun ellerim, kına yakmayım,
Kör olsun gözlerim, sürme çekmeyim.
Katar
katar gökyüzünde uçan kaz
Köşe bucak avcılardan kaçan kaz
Söyleşip yâr ile bana açan kaz
El kadar alnımda, kara yazım var
Evvel başım idi, bir de kuzum var
Gesinin
bahçeleri yoncalıklar
Tatlı suda oynar ala balıklar
Gelin saçlarında ince belikler
Gel otur yanıma, hallerimi söyleyim
Halimden bilmiyor, ben o yâri neyleyim
Gesiye
giderken yollar ayrılır,
Bindim arabaya başım devrilir,
Bize kısmet gurbet elde verilir.
Ben gülsem oynasam yasak diyorlar,
Varını elinden alsak diyorlar.
Ne
deyim ağlayım alnım yazısı
Gülmez imiş anaların kuzusu
Gülmez imiş anaların yavrusu
Ölüm olmasın da ayrılık olsun,
Bize sebep olan içten vurulsun.
Tıkır
tıkır merdivenden inmedim
Güle güle yâr koynuna girmedim
Cahilidim kıymetini bilmedim
Ne deyim ağlayım bu böyle kalmaz,
Kulların başına gelmedik olmaz.
Kuruldu
kazanım herenim yoktur
Söküldü sim saçım örenim yoktur
Kapıdan içeri girenim yoktur
Yaz yaz mektubunu postaya bırak
Varamam yanına yollarım ırak.
Gesi
bağı bahçe mola bağ mola?
Şu dağın ardında anam var mola?
Oturur da beni yadeder mola?
Gayri dayanacak özüm kalmadı
Mektuba yazacak sözüm kalmadı….
Gesi
bağlarında bulanık seller
Derdim içerimde ne bilsin eller,
Oturup ağlasam divâne derler
Ne deyip ağlayım alın yazısı
Kader böyle imiş onmaz bazısı
Ateş
alıp ısınmadım korunda
Güle güle yâr gezmedim kolunda
Methim gezer, elalemin dilinde
Devşirdim çiçeğim elimde kaldı
Gidiyom gurbete benim nem kaldı?
Yüce
dağ başında kamber tay olur
Anamı andıkça aklım zay olur
Ayrılık dediğin birkaç ay olur
Ne deyim ağlayım alnımın yazısı,
Böyle olur gelinlerin bazısı
Bülbül
gelmiş gül dalına konuyor
Hangi dala yuva yapsa kuruyor
Herkesin yâri yanında duruyor
Meğer taşa biber ekilmez imiş
Kötülerin kahrı çekilmezimiş
Bülbülüm
uçtu da kafesi durur
Ne güzel ellerin baban da görür
Babasız yuvada evlât mı büyür
Meğer taşa biber ekilmez imiş
Kötülerin kahrı çekilmez imiş
Gesi
Bağlarında takıldım taşa,
Kardeş ekmeğini kakarlar başa,
Yelip çalıştığım, emeğim boşa,
Atma anam atma beni dağlar ardına
Kimseler yanmasın anam yansın derdime
Dolup
dolup taşar gözüm pınarı
Arayıp bulayım özüm o yâri
Ne etsin durdursun bendeki zarı
Örtün pencereyi değmesin yeller
Dertli olduğumu bilmesin eller
Gesi
bağlarında kumrular olur
Zayıf kalan yavru yuvada kalır
Erken tüleyenler ömürlü olur
Yas tutsun ellerim, kına yakmayım,
Kör olsun gözlerim, sürme çekmeyim.
Gesi
bağlarında bade içerler
İçerler de hep kendinden geçerler
Şafakla birlikte yonca biçerler
El kadar alnımda, kara yazım var
Evvel başım idi, bir de kuzum var
Yazmam
gül yaprağı düremem gayrı
Yalınız evlere giremem gayrı
Bana bir hal oldu giremem gayrı
Gel otur yanıma, hallerimi söyleyim
Halimden bilmiyor, ben o yâri neyleyim
Gesi
bağlarının gülü olayım
Arayı arayı yâri bulayım
Gül, bülbülden başkasına sorayım
Ben gülsem oynasam yasak diyorlar,
Varın, elinden alsak diyorlar.
Gesi
bağlarında kamber tay olur
Anamı andıkça aklım zay olur
Ayrılık dediğin bir kaç ay olur
Ölüm olmasın da ayrılık olsun,
Bize sebep olan içten vurulsun.
Sandıktan
basmamı giyesim geldi
Ciğerim anamı göresim geldi
Varıp iki elin öpesim geldi
Ne deyim ağlayım bu böyle kalmaz,
Kulların başına gelmedik olmaz.
Sofraya
oturdum gelin kız gibi
Yüzüme bakarlar imkansız gibi
Ortadaki yemek acı tuz gibi
Yaz yaz mektubunu postaya bırak
Varamam yanına yollarım ırak.
Güğümlere
su doldurdum ılımış
Benim kader ilk akşamdan uymuş
Ne yapayım dostlar yazgım buyumuş
Gayri dayanacak özüm kalmadı
Mektuba yazacak sözüm kalmadı….
Gesi
bağlarını belleyen olsa
Şu cahil gönlümü eyleyen olsa
Beni de anama yollayan olsa
Ne deyip ağlayım anam alın yazısı
Kader böyle imiş anam onmaz bazısı
Merdiveni
tıkır ıkır inerken
Yazması boynunda yâri överken
Uyumuşum ak gerdandan severken
Devşirdim çiçeğim elimde kaldı
Gidiyom gurbete benim nem kaldı?
Gesi
bağlarında has nâne biter
Bana bir hal oldu ölümden beter
Sevdiğim ettiğin canıma yeter
Ne deyim ağlayım alnımın yazısı,
Böyle olur gelinlerin bazısı
Bu
nasıl tecelli bu nasıl kader
Derdim içimdedir ne bilsin eller
Otursam ağlasam deli mi derler
Meğer taşa biber ekilmez imiş
Kötülerin kahrı çekilmez imiş
Gesi
bağlarında gülünen çayır
Ana ben ölüyom başını çevir
Kaynanam imansız, güveği gavur
Gel otur yanıma, hallerimi söyleyim
Halimden bilmiyor, ben o yâri neyleyim
Elimi
atmadık dallar mı kaldı?
Başıma gelmedik haller mi kaldı?
Beni söylemedik diller mi kaldı?
Atma anam atma beni dağlar ardına
Kimseler yanmasın anam yansın derdime
Gesi
bağlarının yılanı olsam
Dolanı dolanı yanına varsam
Yattığın yastığa başımı koysam
Örtün pencereyi aman değmesin yeller
Dertli olduğumu aman bilmesin eller
Gesi
bağlarında gülünen süsen
Hiç iflah olmuyor yârine küsen
Candan kimsen yok ki derdini disen
Yas tutsun ellerim, kına yakmayım,
Kör olsun gözlerim, sürme çekmeyim.
Anam
yok ki baş ucumda ağlasın
Babasıza kız kuşağı kim bağlasın?
Kardeş yok ki dönüp dönüp çağlasın
El kadar alnımda, kara yazım var
Evvel başım idi, bir de kuzum var
Bülbüle
su verdim altın tasınan
Yolunu beklerm anam bir hevesinen
Günlerim geçiyor çığlık sesinen
Gel otur yanıma, hallerimi söyleyim
Halimden bilmiyor, ben o yâri neyleyim
Çıra
yanmayınca ceviz kavlamaz
Ciğer yanmayınca gözler ağlamaz
Ben derdimi desem kimse dinlmz
Ben gülsem oynasam yasak diyorlar,
Varın, yoğun elinden alsak diyorlar.
Gesi
bağlarında bir tarla nohut
Ben ölüyom anam bir Yasin okut
Küçük kardeşimi yerime büyüt
Ölüm olmasın da ayrılık olsun,
Bize sebep olan içten vurulsun.
Bana
gül diyorlar nasıl güleyim
Yürekte ayrılık kime söyleyim
Yaz mektup gönder de gönlüm eyleyim
Ne deyim ağlayım bu böyle kalmaz,
Kulların başına gelmedik olmaz.
Bulamadım
kır atımın gemini
Süremedim gençliğimin demini
Ben sürmedim eller sürsün demini
Yaz yaz mektubunu postaya bırak
Varamam yanına yollarım ırak.
Çattım
ocağıma hürmetim yoktur,
Döktüm zülfü saçı örenim yoktur
Anamdan babamdan gelenim yoktur
Gayri dayanacak özüm kalmadı
Mektuba yazacak sözüm kalmadı….
Ekin
ektim orak alıp biçmeye
Ayran yaptım, testi ile içmeye
Gavli karar kıldım burdan göçmeye
Ne deyip ağlayım anam alın yazısı
Kader böyle imiş anam onmaz bazısı
İçesiğe
ben salınıp gezmedim
Haram lokma yeyip uçkur çözmedim
Gesi bağlarını anam sensiz gezmedim
Devşirdim çiçeğim elimde kaldı
Gidiyom gurbete benim nem kaldı?
Gesi
yokuşunda kumrular uçar
Uçar da haberi ellere saçar
Herkes sevdiğine kucaklar açar
Ne deyim ağlayım ah alnımın yazısı,
Böyle olur anam gelinlerin bazısı
Düzlüğünde
harman edip savurdum
Eleyip ısıttım, toprak kavurdum
Koç yiğidi yazılara koyurdum
Meğer taşa biber ekilmez imiş
Kötülerin kahrı çekilmez imiş
Engine
yüksekli kayalarımız,
Gam ile yoğrulu mayalarımız.
Doğurmaz olsaydı analarımız,
Neyleyim neyleyim hep anlımın yazısı,
Gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu
Mezarımı
geniş açın dar olsun,
Etrafı mor sümbüllü bağ olsun,
Ben ölüyom ahbablarım sağ olsun
El kaldır anlımda türlü yazım var
Evvel bir başımdı şimdi körpe kuzum var.
Sandıktan
basmamı giyesim geldi,
Ayırdı şu dağlar da ölesim geldi
Anam seni artık göresim geldi
Örtün pencereyi esmesin yeller
Dertli olduğumu bilmesin eller
Gesi bağlarında
da açılmış güller
Derdimi söylesem de deli olmuş derler
Şu gizli sevdamı
da bilmesin eller
Gel otur yanıma da boyu posu güzelim
Gülerim ağlarım da ah çekerek gezerim
Gesi bağlarında kaynar
karınca
İçim kan ağlar anam yaşıtım görünce
Ben bu dertten iflâh olmam,
ölünce
Hep yalan mı oldu anam o geçen günler?
Bahçemizde ötmez oldu anam bülbüller.
Gesi bağlarında yiğitler
gezer
Eller ne
bilsin anam yüreğim ezer
Yârim gitti gurbete de hasreti üzer
Ben gülsem oynasam yasak diyorlar,
Varını elinden anam alsak
diyorlar.
Gesi bağlarının
köpeği olsam
Koklayı koklayı da anamı bulsam
Bulduğum yerde de öpüp koklasam
Ama garip anam yazılara ayabana
Keşke verseyidin köyümüzde çobana
Gesi
bağlarında da bülbüller öter,
Anamın ekmeğide burnuma tüter
El kadar verseler de o bana yeter
El kadar alnımda türlü türlü yazım var
Evvel bir başımdı, bir de körpe kuzum var
Gesi bağlarında
yolun sağında
Güller çiçek mi açar yavru bağında
Yavrusu 0 koynunda elin
yanında
Yas tutsun ellerim kına yakmayım
Kör olsun gözlerim de sürme çekmeyim
Gesi
bağlarına attım urganı,
Üstüme örttüler gurbet yorganı
Benim anam çifte kessin kurbanı
Ne deyim ağlayım hep anlımın yazısı
Kader böyle imiş onmaz bazısı
Gesi
bağlarında dikili taşlar
Benden selâm söylen gökteki kuşlar
Gurbetelde kaldı yâren yoldaşlar
Örtün pencereyi esmesin yeller
Dertli olduğumu bilmesin eller
Her
boyadan bir boyalı taşım var
Yaşım küçük ne belalı başım var
Feleğinen döğüşecek işim var
El kadar alnımda türlü türlü yazım var
Evvel bir başımdı, bir de körpe kuzum var
Anam
kirmenini alsın eline,
Tarasın yününü taksın beline,
Gelsin baksın yavrusunun haline,
Ben gülsem oynasam yasak diyorlar
Varını elinden alsak diyorlar
Başına
bürünmüş el kadar astar
Asker babasını yavrusu ister
Bir suretin sal da yavruya göster
Neyleyim dünyayı yâr olmayınca
Tomurcuk gül iken koklamayınca
Gesi
bağlarında salkım söğütler
Oynaşırlar gölgesinde yiğitler
Anam yok ki versin bana öğütler
Neyleyim neyleyim hep anlımın yazısı
Gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu
Ocağımı
çattım harenim yoktur,
Söküldü zülüfüm örenim yoktur
Kapımdan içeri girenim yoktur
Gel otur yanıma başımın tacı
Ayrılık ekmeği zehirden acı
Gesi
bağlarında açıldı güller
Sevdiği yanında sefada eller
Hep bize dokanır yâramaz diller
Ben gülsem oynasam yasak diyorlar
Varını elinden alsak diyorlar
Arı
olsam her çiçeğe konarım
Yâr yitirdim yana yana ararım
Var mı benim şu Gesiye zararım
Atma anam atma beni dağlar ardına
Kimseler yanmasın anam yansın derdime
Gesi
dedikleri bir çatal dere
Ahbablar içinde yüreğim yâra
Çok emekler verdim vefasız yâra
Örtün pencereyi esmesin yeller
Dertli olduğumu bilmesin eller
Yine
suyla doldu sokunun taşı
Silerim de dinmez gözümün yaşı
Benim çekdiklerim bir soysuz yası
Meğer taşa biber ekilmezimiş
Kötülerin kahrı çekilmezimiş
Anam
beni ne hal ile doğurdu
Çok kapıda hamur edip yoğurdu
Gücüm yeter yetmez işler buyurdu
Gurbet elde neler geldi başıma
Anam yokki şu derdime katıla
Anam,
mendilimi düremiyorum
Yalnızım, evlere giremiyorum
Anasız babasız duramıyorum
Neyleyim neyleyim hep alnımın yazısı
Gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu
Anam
yok ki ağıdımı dinlesin
Babam yok ki şikâyetim, inlesin
Şu cahil gönlümü kimler eğlesin
El kadar alnımda türlü türlü yazım var
Evvel bi bsaşımdı, şimdi körpe kuzum var
Gesi
bağlarında gülüm duruyor
Hangi dala yuva yapsam kuruyor
Bülbül bile kadersizi biliyor
Ne deyip ağlayım hep alnımın yazısı
Gülmemiş bu dünyada anamın kuzusu
Yazmam
gül yaprağı düremiyorum
Yalnızım, eşikten giremiyorum
Sökük sim saçımı öremiyorum
Devşirdim çiçeği aman dalda nem kaldı?
Gidiyom gurbete benim burda nem kaldı?
Belletim
bağımı yemedim üzüm
Kaynattım pekmezi gelirim güzün,
Garibe vermezler bir salkım üzüm
Neyleyim ağylayım anam alın yazısı
Kader böylye imiş anam onmaz bazısı
Bu
yıl çiçek çoktur dallar götürmez
Dağlar diken olmuş kervan götürmez
Benim bağrım yaz olmuş sitem götürmez
Eğil dağlar eğil yârim, göresim geldi
Siyah zülfüm yüzüne süresim geldi
Yazmam
gül yaprağı karanfil irenk
Aksine vuruyor devranı felek
Gesi bağlarında Leylâ diyerek
Ah neyleyim anam şu alnımın yazısı
Kader böyle imiş anam onmaz bazısı
Çırpını
çırpını yuvadan uçtum
Ağlayı ağlayı bu hale düştüm
Getirin anamı babamdan geçtim
Neyleyim neyleyim hep anlımın yazısı
Gülmemiş dünyada anamın kuzusu
Gesi
bağlarını gördün mü bilmem?
Bahçesinde bağdaş kurdun mu bilmem
Gizli sırlarıma erdin mi bilmem
Gel otur yanıma hallerimi söyleyim
Halimden bilmeyen ben o yâri neyleyim
Vakit
gelmeyince söğüt mü kavlar?
Ciğer yanmayınca gözler mi ağlar?
Oturup ağlasam gözyaşım çağlar?
Gel otur yanıma hallerim söyleyim
Halimden bilmiyor ben o yâri neyleyim
Gesi
bağlarında geçemiyorum,
Az doldur kadehi içemiyorum
Anamdan babamdan geçemiyorum
Ölüm olmasın da ayrılık olsun
Bize sebep olan içten vurulsun
Gesiye
giderken yolun sağında
Güller açmış, nazlı yârin bağında
Yeni değmiş on üç ondört çağında
Gel otur yanıma boyu posu güzelim
Dost düşman yanında güler oynar gezerim
Eşik
arasında fenerim yitti
Feleğin ettiği gücüme gitti
Bana ettiğini kimlere etti
Atma garip anam beni dağlar ardına
Kimseler yanmasın anam yansın derdime
Ellerin
mektubu gelir okunur,
Benim yüreğime hançer sokulur
Bugün posta günü canım sıkılır
Atma anam beni dağlar ardına
Kimseler yanmasın anam yansın derdime
Everekin
bayırına düzüne,
Döndüm baktım karlar yağmış izime,
Uyma dedim uydun eller sözüne
Sağ olanlr bir olur kavuşur
Küs olanlar bir gün gelir barışır
112-Gesinin
etrafı tozlu yol mola?
Salını salını gelen yâr mola?
Urgan atıp ölsem ölüm zor mola?
Şimdi ben anladım onmadığımı,
Daha çilelerim dolmadığını
Gesinin
evleri kemer kemerdir
Derdim içerimde küme kümedir
Ağlamak dururken gülmek nemedir?
Örtün pencereyi esmesin yeller
Dertli olduğumu bilmesin eller
Söktüm
sim saçımı örenim yoktur
Kapıdan içeri girenim yoktur
Ağlasam sızlasam görenim yoktur
Doğurmaz olsaydın anam başım belalı
Bur murat almadım anam doğdum doğalı
Salkım
söğüt gibi dallarım yerde
Gözlerim o yâri gözlerim yolda
Götürün anama evleri nerde?
Gurbet elde neler geldi başıma
Anam yok ki şu derdime katalana
Şu
dağlara çıksam yolu arasam
Mendilim elimde döne döne ağlasam
Anam yok ki ben derdimi söylesem
Ne deyim ağlayım anam alın yazısı
Kader böyle imiş anam onmaz bazısı
Tel
tel olur Kayserinin Ovası
Yüzüne bakmadım karın doyası
Taze olur evlilerin boyası
Ne deyim de ağlayayım alın yazısı
Gülüp oynamıyor gelinler bazısı
Yüce
dağ başına gelmesin eller
Bugün efkarlıyım açmasın güller
Diz dize gelip de döktüğüm diller
Ne deyim de ağlayayım bu böyle olmaz
Kulların başına gelmedik olmaz
Gesiye
gidenin bağrı taş gerek
Altı saltanatlı bir gardaş gerek
Ağlamak dururken gülmek ne gerek
Yas tutsun ellerim kına yakmayım
Kör olsun gözlerim sürme çekmeyim
Bülbüle
su verdim altın tasınan
Yolunu beklerim bir hevesinen
Ocağın başında altın fesinen
Ölüm olmasın da ayrılık olsun
Bize sebep olan Allahtan bulsun
Gesi
bağlarında gül ile nergis
Sabahlar olmuyor sevdiğim sensiz
Cennetin köşkün de olamam sensiz
Yas tutsun ellerim kına yakmayım
Kör olsun gözlerim sürme çekmeyim
Kırıldı
kanadım kefenem yoktur
Kapıdan içeri girenim yoktur
Gurbette anamın haberi yoktur
Beklerim yolunu gelene kadar
Çekerim derdini ölene kadar
Kütür
kütür kırdın felek dalımı
Kimselere diyemiyom halimi
Ben sana ne yaptım Allah zalimi
Neyleyim neyleyim hep alnımı yazısı
Gülmemiş bu dünyada anam kuzusu
Gesi
bağlarında dolanıyorum
Yitirdim yârimi aranıyorum
Bir çift selâmına güveniyorum
Eğil dağlar eğil gülleriniz açtı mı?
Benim sevdiceğim burdan geçti mi?
Yağmur
yağar ince elek tülbentten
Kurtar Allah beni gayri gurbetten
Ölmeyince kurtuluş yok bu dertten
Yol ver dağlar ben gideyem sılâma
Sılâm zümrüt beni sakın kınama.
Dikkat: 126 KUBLE TARİHİ
(KAYSERİNİN İSTİKLAL MARŞI) GESİ BAĞLARI TÜRKÜSÜ MUHTELİF KAYNAKLARDAN VE EN
DOĞRU SÖZLERİYLE TOPLANMIŞTIR.
BU SÖZLER HİÇ BİR YERDE DOĞRU OLARAK
BULUNMAZ.
“Kayserili yazar-Şair
Mustafa Mete İSLAMOĞLU
NOT:
Rahmetli Ahmet gazi AYHAN ve Nezahat BAYRAM-IN
DERLEDİĞİ SÖZLER DEĞİLDİR.
İNSANLARI GELEYANA GETİRMEK İÇİN “(RAKI-ŞARAP İÇİLSİN) SÖZÜNÜ AHMET GAZİ AYHAN
EKLEMŞTİR.