Bu İki Kişilik
Şehrin...
Asi bir çağlayan olduk
Biz gönlün tenha coğrafyalarında
Yitirdik bakir ve masum sevgileri
Hayat değirmeninin taşları olduk
Umutları ezen...
Nehirleri tersine akıtıp koca şehirleri yıkan
Kumsala yazılmış isimler
Suyun üstüne açılmış yollar gibi kaybolduk evrende
Aynı safta oynasak da
İstem dışı kendi kalemize attı golleri ayaklar
Mağlubiyete koşar adımlarla
El ele, göz göze gider gibi...
Sinede açan sabır çiçeklerini
Gönül bağımızdaki sevda güllerini
Soldurduk acemi bahçıvanlar gibi.
Kaçışlara gel-git'lere dayanamadı
Yürek mahkum ları
Son kurşunu da sıktık hiç düşünmeden
Bu kara sevdaya...
Şimdi ise mutsuzluğu hedef tahtası yapıp
Ona odaklandık
Sığmıyor yalnızlıklar bu koca şehre
Sessiz çığlıklarımızı isyana dönüştürdü kalemimiz..
Gel de gör be yosun gözlüm.
Çare değil artık şımarık pişmanlıklar
Limanda beklemek olmaz
Bileti kesilmeli son yolcunun da
Tabelasını da değiştirmeli
Bu iki kişilik şehrin.
Silme zamanı geldi onu haritadan
Saymayarak bu kenti coğrafyayı da baştan çizmeli...
Desem de defalarca kaç kez kendime,
Gel de gör be nehir gözlüm
Kaşesini basmıyor bu deli gönül
Sol tarafa hala
Basamıyor ne yapsa da...
Şafaknur Yalçın
Şiirime
ses ve nefes olan sn Süleyman ALTUNBAŞ hocama
teşekkür ve saygılarımla…