//Ahdım ahım olsun, ahımsa mahşere saklı hakkım...//
Belki
Makasla savaştadır saçlar
Sözünü tutmanın hazzına alışır gibi
Ya heptir ya hiç ortası yoktur aşkın
Ve her türlü erir eskirsin
Bu yüzden direnirsin mertliğince
Yenilgine koskoca şehri ağlatarak
Belki
Avucuma düşer sarı bir yaprak
Eskiden kalma duygular gibi
Daldığı yerden çeker alırsın gözlerini
Ve yumruğun antiseptiği yok bilirsin
Bu yüzden sadistçe
Tadını çıkarırsın
Parmak uçlarını kanatarak
Belki
Boynuna asılmış vebal dolu ah'sındır
On üç kere alnını öptüğüm ölüm gibi
Bağırta bağırta nefesini keserken yüreğimin
Namert olayım eğer
Huzur-u mahşer de yüzleşmezsem senle
Hatta noter işaret eden yalanlarına
Bir tel kesik saçla öğretmez miyim
Ölümün güzelliğini
Kördüğüm olmuş çıkla sevmelerimi ağlatarak
Belki
Yolumu keser bir ağaç gölgesi
Dediğim dedik şehirlerin eşkiyası gibi
Sekteye uğramış adımları yoklarsın
Geri dönmeye mecal ister
Ve arpa boyu saygınlığı izlersin
Ar'ı kınından çıkarırcasına
Hamle yaparsın
Ela gözlerini karartarak
Belki
Lügatıma sığmayanlardı canımı yakan
Harflerin havarisi iken şiir
İnine girmek de neyin nesi
Kalemin kölesi olmuş şairin
Akl-ı selim ve de muhafazakar kesilen
Suskunluğun
İtibar delisi iken
Çamlar devirirsin
Koskoca bir şehrin gururunu kırarak
Belki
İstanbul'sundur
İsiyle tanını bulduğun
Ya da ne biliyim
Yosun yüklü yüreğinde
Tadına varıyorsundur ihanetinin
Örümcek ağlarına çanak tutarak
HÜZÜN ŞAİRİ: N Y