Nereden başlayayım, yokluğunu nasıl anlatayım bilemiyorum,
duygularım darmadağın, özlemini mısralara dökemiyorum,
kelimeler düğümleniyor boğazıma, ne yapsamda çıkaramıyorum,
elim kalem tutmuyor, sensizliği kağıda yazamıyorum.
Zor da olsa, yokluğunu, özlemini, hece hece işledim mısralara,
kimi zaman sustum, kimi zamansa sesli düşündüm, yazarken kağıda,
kalbim heyecanla atardı, geride bıraktığın mazileri anımsadıkça,
gözyaşlarımın arasında kayboluyordu gözlerim, hüngür hüngür ağladıkça.
Sen evimizin direğiydin baba, bizlere kol kanat gerendin,
biliyorum,çok cefalar çektin, yokluğu hissettirmedin,
el aleme muhtaç etmedin, ya sabır dedin, sineye çektin,
yaşadığın acıları,çektiğin çileleri unuturmuyum babam.
Büyükleri saymayı, küçükleri sevmeyi sen öğrettin,
Zorluklara katlanmayı, sebat etmeyi sen gösterdin,
Allah'ı, Peygamber'i, Kur'an'ı sen sevdirdin,
bana hayatı öğreten, ilk öğretmenimdin be baba.
Bizleri her akşam yanına toplar, nasihat ederdin,
'zorda kalsanızda dürüst olun, harama el uzatmayın' derdin,
Vatan'a, Bayrağa, sahip çıkmamızı isterdin,
senin sözünü dinledim, asker oldum be babam.
Zemherinin bir ocak ayıydı, Güneydoğunun dağlarındaydım,
helallik alamadım son anlarında, yanında olamadım,
sensiz geçen yıllarda,vicdan azabıyla yandım, yandım,
dönüşü olmayan yerde olsan da, hakkını helal et baba.
Oğlum, senin eşini daha çok severdim derdin,
Mutlu bir hayatım oldu, ama sen göremedin,
torunların seni sorduğunda, o öldü diyemedim,
onlar da göremedikleri halde, seni çok seviyorlar baba.
Bu hafta babalar günü, sana hediye alamadım,
sen olsaydın yanımda, hediyeni verir sarılırdım,
mübarek ellerini doyasıya öper koklardım,
ama yoktun yanımda, bu günde seni yad ederek ağladım.
On sekiz yıl önce aramızdan ayrıldın,
yalan dünyada bizleri boynu bükük bıraktın,
evimizde tarifsiz acılar yaşattın,
yokluğunda yaşamak, ne zormuş be babam,
yokluğunda yaşamak, çok zormuş be babam.
E.DOĞAN