O yaşlanmış çınarın, yaprağında duruşun
Nicesi aşıklara, şahitsin sen ey Güneş
Geceye, sapan taşı gibi hırçın vuruşun
Paslanmış karanlıklara, vahitsin sen ey Güneş
Rahmet vadilerinden, pencereme dikildi
Yeryüzüne aşikâr, yayılır sessiz sessiz
Karşıki tepelerden, usul usul çekildi
Heyûle bir ağ gibi, bayılır sessiz sessiz
Ürkek bir ceylan gibi; o güzide bakışın
Göğsümdeki umutlar, yeşerir birer birer
Gülümsüyor mavera, bir mücella akışın
Ense kökümden şimdi, sessiz sedasız gider
Poyraz delice vursa, hiç bir ah işitmezsin
Kızıl akşamlarınla bile, barışıksın sen
Şefkatine sığınan, mazlumu üşütmessin
Kapıyı vurmadan gel ! Böyle alışıksın sen
Hicabın arkasından , sokulur ağır ağır
Ses baygın dilim ama; korktukça gölgem uzar
Hırçın bir gülüş ile, vurduğun duvar sagır
Saklayın beni kuru otlar, kimin bu mezar?
Seni ufuklar bekler, avluda durma sakın
Geride bıraktığın, güller büyüdü artık
Gün, zaman deli bir tay, egeri vuramassın
Yıldızlar dikiş tutmaz, gökkubbe delik yırtık
/////////////////////////////////////////////////
Bir lahzacık dogu ver sensiz ben ser sefilim
Ben ay,ı şahit tuttum yıldızlar var kefilim
Harun YILDIRIM
(
Güneş başlıklı yazı
Harun Yıldırım tarafından
17.09.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.