elestte içtiğin and’a
ve zamana yemin olsun
küfran kokuyor her inkâr
iblis vesvesesi
cezbeden her şecere
yasak meyvesi cennetin
helal bildiğin tain
Işid t(d)in mi!?
isra(f)il sesi döverken surları
elinde en güzel hediyelerle
rabbine şükürler sunan
eşrefi mahlukattın ha-bil (din)
buna mu/kabil
aksa da gözyaşın akarken zemzem misali
asa’sının kudretiyle
yar’ı-lan ummanların mimarı var
yemin olsun
ab-I hayat üstüne
İbrahim’in
İsmail’in üstüne
yemin olsun
kevser ırmakları akan firdevs bahçelerine
yanmadan girmek mi var
neccar gibi
çıkmadıysa gür sesin
mabedine uzanan ebrehe soylu eller
nasıl kırılır
susmak ihanetse
isyan da bir ibadettir
ibadet ki vahdet-I vücut bulmaktır bir tinde
dün tine ve zeytine ettiğin yemin gibi
yemin et sen de
neccar gibi ölmek de
ab-I hayat içmektir
tamudan geçip arafı
miski amber kokulu ukbada gül dermektir
recmedilirken kof sözlerin dilinde
eshab-I kehf suretinde
yedi uyur il’inde
kıtmir kadar cürmün yoksa
ey en-nâs
aslan postuna bürünmüş vahitlerden
sorulacaktır hesaplar
and olsun!
II
yakup suretinde âmâ
yusuf yüzlü her ihvan
çevirdiğimiz yüz’ler hatrına
ve hatrından çıkmayanlar adına
asıl(an) yüz’ümüze,
bir okkalı şamar gibi çarparken zillet
düştüğümüz kuyularda
silmediğin gözyaşının ahı var
yedi kat semavattan, mağripten maşrıktan
arz’a kadar
III
unutmuşken
kurt düşmüş bedeninin şükrünü
ve düşmüşken kor alevler sathına
kapına dayanmışken tufanlar
dâbbetü’l-arz sesleri
yıkılır mı sanırsın kisra sarayı
zerreden kürreye kadar ışid’miyorsan
levhi mahfuz sözünü
25/10/2014
antakya