Git dünkü çocuklara renkli masallar anlat;
Develer tellal olsun pireler kıl tüy alsın…
Ver elma şekerini doya doya yesinler;
Biten şeker sonunda sapı elinde kalsın…
Pireler tellal olsun pireler kıl tüy alsın….
Geçerken sokaklardan tik takları duyurma;
Sana dair bin türlü laf düşerken dillerden;
Saçından rüzgâr öpsün aman fazla ayırma;
Sendeki ikizlerin ne farkı var güllerden;
Sana dair bin türlü laf düşerken dillerden…
Birazdan kavga başlar “sen bakma” lan cinsinden;
Yeşilçam replikleri tekrar tekrar okunur;
Bıçkınlık başa bela sabah kalktım tersimden;
Bu yüzden laf duyarsam zülfüyâra dokunur;
Yeşilçam replikleri tekrar tekrar okunur…
Geçsin bırak usuldan şeftalisi, narları;
O ayvalar turunçlar turfanda zamanında;
Gözümü kamaştırır uzun yanan farları;
Gönlümdeki ateşin bir neş’e dumanında;
O ayvalar turunçlar turfanda zamanında…
Böyle gezen ceylana kurşun sıkan enayi;
Hangi dağın odunu hangi dağın malısın;
Şu afeti devrana yan yan bakan enayi;
Sus desem konuşuyor sanki karaçalısın;
Hangi dağın odunu hangi dağın malısın…
Ali ALTINLI – 13/11/2014
Saat:18:05