Ülkemiz güvenliğine nazar değmesin, her yer güllük gülistanlık.
Mal emniyeti, can güvenliği sonsuz, huzur yerinde.
Başını yastığa koyan kişi ilk dakikalarda uykuya dalıyor ve tatlı rüyalar alemine...
Herkesin işi hazır, tıkırında, işsizlik oranı sıfır...
Borç-harç yok, vur patlasın, çal oynasın.
Psikiyatri servisinde tedavi gören bir tek hasta yok...
Bu ülke bizim ülkemiz olabilir mi?
Hayır burası Alice'nin rüyalar ülkesi...
*******
Şimdi biz de bu rüyadan uyanalım :-)
Ülkemiz sorunları yumak yumak ama ipin ucu kaçmış, bulabilene ödül var...
Uzmanlar kıyaslamayın diyorlar ama bu sanırım bu tavsiye öğrenci başarıları ve karneleri için olmalı.
İnsan aynı insan...
Kısıtlı imkanlar içinde ama uyguladıkları kuralları var, işlerlikte olan ve saygıyla tabi oldukları yasaları var.
Yaşamda iyi ve güzel olan "model" alınırsa eğer, bir süre sonra aynı iyi ve güzele ulaşılır.
*******
Adalar ülkesi, dağın taşın üzerinde ve hiç toprağı olmayan Japonya aklımıza gelir de nasıl uzun ömürlü olduklarına gıpta ederiz. Dört tarafı denizlerle çevrili oluşuyla balık ağırlıklı beslenme ve kişi başına düşen 34.000.- dolar milli gelirin verdiği rehavetle stresten uzak huzurlu ve sağlıklı bir yaşam içindeler.
Üç tarafımız denizlerle çevrili, ekilebilir arazilerimiz çok çok fazla ama onların huzuru, sağlıklı yaşamı ve ekonomik rahatlığı bizde yok, neden?
İnsan aynı insan değil mi?
Onlar uzaylı da biz dünyalı mıyız?
Bilinçliler ve bir sistemleri var, çalışıyorlar, kazanıyorlar ve ideal yaşantı sürüyorlar. (İşsizlik oranı:%04)
*******
Kapılarını dış dünyaya kapatmış bir İran...
Model alalım demek istemiyorum ama terör belasını nasıl halletmiş ona bakalım.
İran'da askeri ve sivil hedeflere karşı silahlı eylemler yapan örgüt
PJAK, faaliyetlerine nasıl son vermiştir?Yakalanan yüzleri maskeli veya poşulu eli silahlı teröristi yargılamak, zaman kaybetmek de neyin nesi, İran'lı görevliler derhal bir vincin ucunda sallandırarak infaz ediyorlardı.
Devam eden bu uygulama ile bir süre sonra Pjak yok oldu İran'da.
Hukuk İnsan hakları evrensel beyannamesini kabullenen kişiler içindir. Bunun dışındakiler kendi yöntemleri ile karşılık bulurlar. Yani kişi ve kişiler hangi dilden anlıyorlarsa o dilden...
Biz ne yapıyoruz da 35 yıldır terör belasını halledemedik?
Terörü engellemek adına yapılan en büyük hata, idamın kaldırılmış olması. (İdamın kaldırılması diğer suç oranlarında bilhassa cinayetlerde büyük artışlara sebep olmuştur.)
Gündüz normal insan ama saat 17.00 den sonra maskesini takıp poşusunu bağlayarak silahlanan bu kişilere devletçe, geçim yardımı, işsizlik ödeneği, çocuk ve aile yardımı ayrıca kömür gibi yakacak ve bakliyat gurubu iaşe yardımı ile yeşil kart sağlık yardımları yapıyoruz. Besle kargayı oysun gözünü.
Sınırlarımızda vatani görev gereği nöbet tutan yiğit, tazecik askerlerimize taş atıp silah sıkıyorlar,
Aynı kişiler karda kışta hastalarını şehir hastanelerine taşıyabilmek için askerimizden yardım istiyorlar.
Aynı kişiler dağa kaçan çocuklarının kurtarılması için,
Sokakta oynarken kaybolan veya kaçırılan çocuklarının bulunması için askerimize baş vuruyorlar.
Sen değil misin askerimize kurşun sıkan, sen değil misin askerimizi taşlayan!.
Yakalansa maskeli, poşulu eli silahlı kişi, bir vincin ucunda sallandırılsa ve teşhir edilse...
Bir süre sonunda vinçte sallanmaya gönüllü kaç kişi kalır acaba?
*******
Bölgeler arası dengesiz bir nüfus artışı içindeyiz. Devlet planlama teşkilatı ile aileden sorumlu bakanlıkların ne iş yaptıkları halkımıza açık bir rapor halinde yayınlansa ne yazarlar acaba?
Çin...Bir yıldaki nüfus artışı ülkemiz nüfusu kadar.
Artan nüfusla birlikte yaşamsal sorunlar da doğal olarak artar ve nüfus artışını dengeleme çalışmasına girişilerek her aileye bir çocuk sınırı getirilir.
Bizde genel idarenin böyle bir şeyle ilgilendiği yok, demokrasi var ülkemizde.
Ne zaman ilgilenilir tahmin ediyoruz; Batı'nın ödediği vergilerle Doğu'yu artık besleyemediği zamanlar bu da batı nüfusunun doğudan çok gerilerde kaldığı zamanlara denk gelir ama o zaman iş işten geçmiş olacaktır.
Delik küçükken yama tutar,
İdareye talip olanlar baktıklarında koltuklarını görüyorlar, kendilerine akacak oyları görüyorlar,
Gelecek zamanı görme gibi bir yetileri ne yazık ki yok. :-(
******
Hırsızlıklar, dolandırıcılıklar çok arttı.
Ortalama her gün bir telefon geliyor farklı kişilerden, bank kart, kredi kartları, banka isimleri ve internet bankacılığı bilgilerini alabilmek için.
Bir olayı çözebilmek için o olayın özüne, çekirdeğine inmek lazım.
Sık sık ve çok sayıda açılan AVM ler işsizlik artışının ilk sebebidir. Çünkü AVM ler sebebiyle her iş kolundaki esnaf bir daha açmamak üzere teker teker kepenk indirirse ne olur? El cevap: işsiz kalır.
İşsiz kalan ne yapar, kendisi ve ailesi aç kalacak değil ya, açık açık yazıyorum: hırsızlık veya dolandırıcılık yapacaktır. Var mı başka şık? Çünkü diğer iş alanları da kısıtlanmaktadır.
Yerel yönetimlerin ve genel idarenin bu konuyu öncelikle ele alması lazım, en basitinden Fransa'da olduğu gibi araya belli bir mesafe ve şehir nüfusu oranında serbest işyeri açılmasına izin verilmesi lazımdır ama nerde!.........
İdarenin düşündüğü,
Oy,
Bütçeye akan gelir,
Ölünceye kadar üzerinden kalkmak istemedikleri koltuk...
Ve işte ülkenin bu günkü durumu...
Selam ve saygılarımla...
Yurdagül Alkan.