SEVMESİNİ BİLMİYORUZ
Hayatta yaşarken
nedense birbirimize tanımaktan o kadar aciziz ki, birbirimize yaptığımız o
kadar acımasızlık var ki saymaya kalksam roman olur. Her şeyin farkına neden
ise geç varıyoruz, sevdiğimiz dostumuz elimizden gittikten sonra değerini
anlıyoruz.
Severken yürekten
sevemiyoruz aşk ile sevginin farkını, sevgisizliğin vefasızlığın sesinden
anlamından ayırmaktan aciziz. Neden acaba vefasızlık sevgisizlik daha ağır
basıyor? Kalp kırmak, değer vermemek bu kadar kolay geliyor bize? Anlamak
mümkün değil!
Neden her şeyi
mevsiminde yapmak yerine mevsimi gelmeden yapmaya çalışıyoruz. Sevgi aşk bir
ömür boyu gönülde beraberce taşımak var iken, bir diğeri kızgın iken bir
diğerimiz neden az anlayışla, ortamı germek yerine az anlayışlı olarak davranmıyor,
yakıp yıkılıyor o güzelim aşk dolu evlilikler yuvalar, ortada kalan annesiz
veya babadan mahrum masum çocuklar ortada kalıyor.
Neden hırsımız nefsimiz
egomuz hep baskın çıkıyor, insanlık bu kadar ucuz mu? Cep telefonuna veya
arabamıza verdiğimiz değer kadarını neden ailemize dostlarımıza vermiyoruz?
Arabayı kullanır iken kaza yapmamak için, verdiğimiz dikkati neden yuvamız
dağılmasın, dostluklar arkadaşlıklar yok olmasın diye dikkat etmiyoruz ben
anlamış değilim!
Neden acıların içinde
yaşamak için gayret gösteriyoruz, dondurucu soğuk anlayıştan uzak kalp
taşıyoruz?
Çok değil az anlayış
bize yetecek, eşimiz dostumuz o an çok kızgın olabilir onu sakinleştirmek
yerine bizde yangına, benzin döküyor alevi harlandırarak yakıp yıkıyoruz ve tek
başına acıların içinde yaşamaya veyahut ta acılar içinde yaşamaya, ailemizi eşimizi
dostumuzu mahkûm ediyoruz. Az sabır anlayış ile karşımızdakini dinlesek, daha
sonra ortalık sakin iken eşimiz dostumuz ile sakin anlarda konuşsak, hataları
telafi etmenin yoluna baksak inanın hiç bir şey kaybetmeden hep kazanan bizler
olacağız.
Ne olur aşk ile
sevgisizliği bir birinden ayıralım. Her şeye hasret kalmayalım veya
karşımızdakini her şeye hasret bırakmadan yaşamaya çalışalım.
Acılarımız kinimizi
haykırmayalım, sevgimin yumuşak dokunuşu ile kalplere dokunalım. Az
gülümseyelim. Nefes soldurtmak yerine nefes olmayı nefes veren olmayı
deneyelim. Gülü menekşeyi koparanları görünce sessizce kopan gülün başında
oturup ağlamayalım, gülü koparanlara yaptıkları yanlışı anlatalım güzellik ile
hatta gülün kokusundaki muhteşem kokusundaki zarafet ile.
Az farkına varalım yaşadığımız anın, yaptıklarımızın ne olur. Hüzünlerimizi nefretlerimiz sunmak yerine, yüreğimizde sakladığımız sevgi ve aşkın gül gibi kokan meltem sıcaklığını sunalım.
Cahit Aluç
Malatyalı şair