Vasat bir gün
Geçip gidiyordu yine sakince
Sokaklar yine sakinliğe
Müptela olmuştu her nedense
Pencere açılmışken
Sarkmıştım dışarıya aniden
Böyle bir alışkanlığım
Olmamasına rağmen neden
İçimi burukluk bastı
Bir kuş dahi fark edilmiyordu
Rüzgâr tenime temas etmeye
Şevk bulamıyordu
Bir göç yaşanmıştı sanki
Kimseler ve hatta çocuklar
Bomboş bırakmıştı
Sabrın harmanında sokakları
Devrim geldi aklıma
Tanklar her ne kadar olmasa da
Düşüncesi dahi korkuyu
Çağırıyordu anlamsızlıkla
Kapılar tekmelenirdi
Dipçikler nefesleri keserdi
Sorgusuz ve sualsiz kelepçeler
Bileklere geçirilirdi
Hukuk lav edilmişti
Nitelik suskunluğa çekilmişti
Tahakküm öncelenerek
Palaskalar sırta hızla inerdi
Bilmediğin suçlar
Bir bir yüzüne okunarak
Hakaretin en aşağılık olanları
Tükürükle yüzüne inerdi
Ne kadar dirensen de
Kaval kemiklerine inen darbeler
Gözleri kan çanağına döndürürdü,
Susmak akıllı bir işti
Zulmün nevileri
Zalimin anlamsız serüvenleri
Bir kobay olarak hadsizce
Sergileniyor dalga geçiliyordu
Hakkı aramak
Yaratana sığınmak tel çareydi
Çünkü karşımızda cehaletin
Müdavimi icraata başlamıştı
Vatandaşlık
Surette kalmış bir vakıaydı
Şimdi asıl beyaz kanlılar sultası
Ve saltanatı karşımızdaydı
Bir insan bu kadar mı cahil
Bir kalp bu denlimi acımasız olurmuş
En galiz küfürler ruha edilirken,
Kan gövdeyi götürüyordu
Bir anda kendimizi
Düşman hatlarında sanmak
Ve ona inanmak için tüm koşullar
Zorlanıyordu acımasızca
O kadar işkenceden sonra
Şayet bir takat kaldıysa su surata
Bir şamar gibi inerken, beşe on
Keresteler dizin arkasında
Ve bacak arasında
Ördek yürüyüşü
Yapmak zorunda kalınca
Yaşamak adına her ne varsa,
Vazgeçmek uğruna fedakârca
İnkılâpla ihtilal
Pek çok farklıdır nede olsa
İnkılâp hakkı tespit ve teslim
Etmek adına tertibi sanatken
İhtilal hakkı gasp eden
Haklıyı haksızı ayırt edemeyen
Zorbalığı önceleyen, tahakküm için
Vesile addedilen utançtır
İnsanlık için kayıptır
Askeri darbeler rezaletin daniskasıdır
Her türlü gaspı meşrulaştıran
Bedevice yarıştır, edep dışıdır
Mustafa Cilasun