Gecikmiş bir mektup kuşların gagasında
Vakitsiz düşlerin kıyımlarında yalnızım
Acımasız günlerin sınırlarına kar düşmüş
Yangın dağa ağmış, dalda çiçek üşüyor
Eksik bir sevişmenin dağılmış yatağında
En soylu hesaplarla dönerdik birbirimize
Günsüz ağrılarla kutlardık doğumumuzu
Martılar çığlıklarla kanat çırpardı sevimize
Bahar üçüncü cemreyi beklerdi hep arsız
Gözlerine baktıkça ağlardın iç çekişlerle
Seni arardı ellerim, tutunurdum sevgine
Yiterdim batağımda, yüreğimdeki gizlerle
Sevda ruletini çevirirdi bir adam gecelerde
Yüreğini törpülerdi bir kadın asi gelgitlerle
Bir çocuğun gülüşüydü öfkeli gönlümdeki
Saklanınca yokluğuna aşk sarılırdı gölgeme
Bir koku yükselirdi teninden, çiçeklerle
Üşüyen bedenini sarardım ben şiirlerle
Terli avuçlarına sürtünürdü dudağım
Kaybolurdum aşkla bakan gözlerinde
Alabora denizlerin kumsallarında elem
Uykusuz insanlar koşuyor boş sahillerde
Bir masalın kâğıttan gemisi var sularda
Yırtılmış tuvallerde aşk yüzün ışıldıyor
Ne zaman sussa şarkılar sen gelirsin
En yüksek rakımları aşarız birlikte
Koyumdaki ışıklar yanar sevginle
Uzak bir yolculuğa çıkarız seninle
Sinem/in sehpasında güller kanıyor
Kıskançlık gülleri toprakta çürüyor
Benzersiz bir düş sahnesidir hayat
Çürümüş yüreklerde aşk ağlıyor
Selahattin Yetgin