Acep nice ömür yitti; bilmem ne kadar âvare,
Ateşe feryatla gitti: "ya Râb ölüme bir çâre!"
Râb lûtfetmiş kula zaten, evvelinden on dört asır:
Ömür tüketme bu yolda, her nefis tadacaktır.
Mâdem ölüm var âdemde; defnolur beden er geç,
Her beşer idrâk eder de; titremekten üşengeç.
Şükret yeter şu nimete, zuhûr etmeden kıtlık,
Yiyip içip dolaş diye, sürmedi hâlkeden Hâlık.
Gayrı dünya gâyesinin, mânâsı, dünyalık rahat,
Şu fâni rahata inat, hak mı rahat, bâki hayat?
Ne köşklerden esti geçti, bilmezler mi, nedir ecel?
Hakk için çekilen acı, görmezler mi, neye bedel?
................
Dinin uyduruk ve abes olduğunu söylemeye cür'et eden hiçbir akıl,
Kendi çığlıklarında boğulmuş zavallı kalbinin sesini dinlememiştir.
İçinde ufacık vicdan kırıntısı olan insan,
Bu dünyanın bazı insanlar için çok adaletsiz olduğunun farkına varır.
Doğuştan fiziksel özrü olan bir insanın, ahiret hayatının kanıtı olabileceğini idrak eder.
"O öyle doğmuş, dinle imanla bir alakası yok" deyip kestirip atmak,
Elli asır tapınsanız altından kalkamayacağınız hakka sokar bilesiniz.
Boynuzsuz keçinin, boynuzlu keçiden hak arayacağı bir gün var.
................
(
Tek Gerçek başlıklı yazı
C. Gazi tarafından
5.01.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.