Gönül denen kuyu da bir damlacık yaş kaldı,
Varsın o da kurusun pınarın var üzülme.
Baharları çaldılar sana kara kış kaldı
Kara kışa dayanan çınarın var üzülme
Bağımda gonca güle baykuşlar bindirilmiş
Güllerimin kokusu dikene sindirilmiş
Hercai yanan bülbül dalından indirilmiş
Rengi solsa güllerin baharın var üzülme.
Beton değil, topraktan kuruldu koca bir dam,
Beyaz değil duvarlar, neden karanlık odam,
Bilmem hangi hesabı yanlış yaptı bu adam,
Sana kaderi çizen mimarın var üzülme.
Kapıda ki mezarcı ölüm belgesi sordu,
Benden önce tabutun mızrak gölgesi durdu,
Nerede bu meftanın şimdi bölgesi yurdu,
Küllerin savrulduğu hisarın var üzülme.
Her yer tellal, pazardan gelen dayak sesleri,
Sanki bu gaiblerden gelen ayak sesleri,
Örümceğe dolanmış kandillerin hisleri,
Beni derinden yıkan nazarın var üzülme.
Belki bir saray düşer belki yalı birine,
Gelmez ki senden giden koysan eski yerine,
Dillerin düğümlenir kızarsın kaderine,
O toprağa can veren bir varın var üzülme.
Pusulasız bu rüzgar neden tersine döndü,
Farkındamı değilsin hasat mevsimi dündü,
Tüm hesaplar kapanmış böyle nasıl bir gündü,
Gün batsa da ne çıkar yarının var üzülme.
Belki bir derya olur akan yaşlarımızdan,
Belki bir hisar olur kırık taşlarımızdan,
Belki bir bahar olur soğuk kışlarımızdan,
Evim barkım yok deme, mezarın var üzülme
HARUN YILDIRIM
(
Üzülme başlıklı yazı
Harun Yıldırım tarafından
11.01.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.