Arşimet in kanunu geçmezdi aşkta
Hafif hafif çiselerdi önce
Bahar kokardı zemheri de güzde
Birden meltemler boynundan öperdi poyrazları
Sevişirlerdi uzanıp denizlere
Gökyüzü çekerdi perdelerini
Otururdu ocağının başına
Duman duman tüterdi ufuk
Azardı dalgalar
İlk kez düşerdi gözlere
Yaş denilen boncuk
Ki
Ağır mı ağır bağlanan yüreğe
Her biri bin kiloluk
Çektikçe çekerdi derinlere
Kaybolurdu okyanusta
Sahillerden millerce uzakta
Bir sandal kürekleri kırık
Hayıflanırdı ateş
Kabarırdı su
Geçerdi nehirler bir birinin içinden
Nil Fırat olurdu
Fırat Ağrı
Eteklerine serpilen kardelenlerle
Yarın ki sabahlara uyanırdı
Sis çökerdi başına
Değişirdi huyu
Sonra rüzgar
Damla damla içerdi
Kursağına sığdırırdı denizleri
Beyaz olurdu mavisi denizin
Kimi bulut bilirdi kimi umut
Ve
Her yürek sancıdığında
Varmak vardı sanılmazlara
Sancılar
Sancılar aşkın rüzgarıydı
Gönülden kopardığı her damlayla
Şiddetlenen
hep biraz daha
hep
biraz daha
Hayıflanırdı kavuşmalar
Şımarırdı ayrılık
Gözlerinde yaşlarla uyanırdı
Yarın ki sabahlara
Sol yanında Ağrı
Ellerinde Nil
Değişirdi huyu
Ümit SEYHAN