Kalan son umudumu yıkacaksın, öyle mi?
Daha dün el eleyken güneşli kumsallarda
Vurgun yedi düşlerim, salâ bekler sallarda
Aşkıma yer ararken en güzel masallarda
Bana bir tek fallarda çıkacaksın, öyle mi?
Gözlerimin seli var her tebessüm kârında
Kaç kez öldüm dirildim kim bilir efkârında
Vicdânın sızlamadan mâziyi inkârında
Aşkın sönmez harında yakacaksın, öyle mi?
Senken yok yere üzen, kızan, naz edip küsen
Senken cürmü kabaran, hesabı bana kesen
Senken fırtına olup yaz ayında sert esen
Urganı boynuma sen takacaksın, öyle mi?
Bil ki, gönül mendilim bin kere yaşla dolsa
Sanma "geri dön" derim, güzergâhın bu yolsa
Sürgün edip insafı, dâra çek, nasıl olsa
Mahşer günü karşıma çıkacaksın...Öyle mi!