Her derde "nimet" deyip, hiç kendini salmadan
İnkârın çamuruna, batmayana ne mutlu!
Ne mutlu! İncinse de, gönül incitmeyene
Diller kem söz dese de, aslâ kin gütmeyene
Mahâret, gidebilmek "hiç gelip gitmeyene"
İnsanları kendinden itmeyene ne mutlu!
Dünya, ahret tarlası; diken ekme gül varken
Deme "secdeler için henüz daha çok erken"
Gündüz kepenk indirmiş, herkes uykuda iken
Seherlerde el açıp, yatmayana ne mutlu!
Kimi zevk-ü sefâda; "Felekten gün çalıyor!"
Oysa farkında değil, gemisi su alıyor
Bir ömürden geriye "eyvah", "keşke" kalıyor
Günahlara bal deyip tatmayana ne mutlu!
Ne varsa beşer icin, bunca izzetüikram
Beklenen secde, sükür; Yaradan'a ihtiram
"Lebbeyk" deyip Rahmân'a, her emrine olup ram
Helâl aşına haram katmayana ne mutlu!
Bak şu aciz haline; düşün bir, tefekkür et!
Her alınan nefesin, bir bedeli var elbet
Hayat dediğin ne ki? Sürmüyor ilelebet!
Ahretini dünyaya satmayana ne mutlu!
Îmansız gönüllere dünya ahret dâr iken
Mü’min olan kullara Yaradan'ı yâr iken
Kâinâtın güzeli GÜL MUHAMMED var iken
Safını baş
ka yerde, tutmayana
ne mutlu...