Hani akan ırmaklar nane kekik kokusu
Hani sinenden çıkan o emsalsiz rayiha
Kalbimde ki nihayet o Rüveyda takısı
Memleket gezdiriyor bir akşamdan sabaha
Adımlarım susuyor yıkılan kümbetlerde
Sokağının çaycısı taze çay dağıtıyor
Önümüze kurulan engellerde setlerde
Bakınıp duruyorum kalbim an öğütüyor
Gözlerinden gördüğüm denizin dalgaları
Üzerime geliyor o yemyeşil dağların
Her tona bürünüyor ağaçlık bölgeleri
İçimde ki kitaben viran olmuş çağların
Gece gündüz arası arafta bir yerdeyim
Şule olur dağılır avuçlarımda ismin
Kim bu değersiz güruh ben hangi değerdeyim
Kifayetsiz kalıyor artık bende ki resmin
Hazin bir veda oldu geldi ayrılık anı
Gözlerim sende kaldı senin derdin işinde
Kim kurdu bilinmez mi durdurulmaz zamanı
Âdemin ömrü geçti bir tek aşkın peşinde.
Âdem Efiloğlu