Ebeden okkalı şaplak yiyerek
Gelinir dünyaya feryat ederek
El bebek gül bebek büyütülerek
Başlar serüvene ömür dediğin
Esince başında kavak yelleri
Kimi prens ister kimisi peri
Ne güzeldir o sevdalık günleri
Rüya gibi geçer ömür dediğin
Hele insan ruh eşini bulursa
Canı cananına kurban olursa
Mutluluğu on ikiden vurursa
Tadından yenmiyor ömür dediğin
Geceyi gündüze ekip biçerek
Acıyı tatlıya katıp içerek
Kuşlar gibi daldan dala uçarak
Yaşanıp gidiyor ömür dediğin
Umudu hayale azık ederek
Kederi sevinçle çizip giderek
Bugünü yarına yazıp güderek
Döşenip gidiyor ömür dediğin
Eşe dosta gönül, bel bağlayarak
Kah neşeyle gülüp kah ağlayarak
Coşkun ırmak gibi çağıldayarak
Uzanıp gidiyor ömür dediğin
Aklı ,fikri iradeye katarak
Haksızlığa isyan edip çatarak
Teraziyi ortasından tutarak
Kutsanıp gidiyor ömür dediğin
Her nimetin bir külfeti olunca
Açılan gül hazan vurup solunca
Can kafesten uçup hakka varınca
Tükenip gidiyor ömür dediğin .
MELAHAT ÇETİNKAYA