"Bir adın olmalı senin. Dağlarda, bayırlarda, kırlarda, ovalarda her yerde senin adın duyulmalı, seni çağırmalı, sesin her yeri inletmeli... 

Bir adın olmalı senin... " (Yalçın Sevim / Bir Adın Olmalı senin kitabından) 




Dün akşam saatlerinde aldım gönül dostumun kitabını. Kapağını açtı ellerim, başım bir "hu" sesiyle eğildi aşka. Ben ki aşkı saylamayan -Akdeniz hariç- benliğimde, sevdanın ufkunu gördüm ileride. Gözlerime bir buğu çektim ve yine ellerim bu tuşlara değdi yazmak için bu güzel sayfalar hatrına. 

Edebiyat camiasında rakipsiz en çok yazılan konu olarak görülen "Aşk" yine zirvesini korumakta. Tabii çeşit çeşit aşklar yer alıyor içinde. Ama benim daha sık karşılaştığım Beşeri Aşkı, ben gördükçe yüz çevirmekte, beğenmemekte ve ön yargıyla yaklaşmaktaydım... Ta ki Yalçın Sevim'in kitabı elime geldi, 2 saatim o satırları okumakla geçti, işte o zaman bir sözüm aklıma geldi ve gözlerim yine alev aldı Beşeri Aşkta 

"Kalbimin yelkenleri fora!... 
Gülüşünün özgürlüğündeyim... " 

Akıcı bir dille ve yoğun duygu yüklemesiyle karşımıza çıkan "Bir Adın Olmalı" kalpleri mest etmekte ve "böyle yazanlar da var mı hala? " dedirtmekte. Sevdanın ham halini hatırlatmakta kalplerde. Çiçek kokularını getirtmekte o sıradaki aşkın masal diyarından. Ve seyrettirmek de o mavi sevdaların ufuklarını... 

Bu hayat bize yalın haliyle geldi. Bizler aşkla süsledik bu hayatı. Gözleri güzelleşti, dudaklarına renk geldi ve biz böyle sevdik hayatı. Elbet acı yağmurlarıyla yıkanacaktır hayatın yüzü, belki saflığına kaybedecektir ama biz hep onu aşkla süsledik, aşkla sevdik. Yalın, sade hayatı ister ve sever insan ama illaki taçlandırmak ister aşkla göğsünü kabarta kabarta... Kaçmak anlamsız gelir çoğu zaman yahut "Ben Aşka inanmam" deyişleri... Hep bir yalan... Bu satırlar geçtiğinde elime bunu anladım. Hayatı aşksız yaşayamazdım... 

Seviyordum dağları, bayırları, çiçekleri... Denizler ruhum, bedenimdi. Maviydi hep gözlerim. Sonra geldi dua açtı ellerim, nur indi yüzüme. Nura sevdalandım... Sonra hakikati gördüm, hakikate bağlandım... Anahtarının bu yola getirecek olanın beşeriyetten geçtiğine inandım... Ben böyle inandım, böyle sevdim. Elbet unuttum kimi zaman, bana bunları hatırlattıran bu güzel kitaplar olmasa içimdeki benlik hep unutulmuş olarak kalacaktı belki. 

"Bir Adın Olmalı" dedi şair 
Ve şairenin dili bir "hu" sesiyle çözülüverdi... 


Sevgi ve saygıyla, bu güzel eseri okumanızı tavsiye ederim... Aşkça günlere... 

E F T E L Y A... 
(Akdenizi cebinde taşıyan kız... )
( Bir Adın Olmalı... başlıklı yazı £FT€L¥@ tarafından 22.03.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu