Dalga dalga renk geçişleri vardı irisinde
Yeşil gözlerin nasılda akşamı karşılıyordu
Biraz çekingen birazda utangaç
Ne güzeldi Akçay da seninle gün batımını seyretmek
Seyrederken de gözlerinde seni bir kez daha özlemek
O meşhur Akçay kordonunda omzuna yaslanıp
Bulutlarla birleşen ida dağlarının
Aşk kokan rüzgârını
Uçuşan saçlarında
İçime doyasıya çekişim
Hele tavşan kanı çayı yudum yudum içişimiz
Martı seslerinde uzağa dalıp gidiyor yüreğim
Akçay dan burhaniyeye uzanan sahilinde
Seni bir kez daha doyasıya özlüyorum sevgilim
Hasan boğuldu kanyonunda
Bir şelale gibi içime ılık ılık dolusun
Bağlantı köprüsünden yüreğime geçen yol oluşun
Tahta masada oturup kolumda bebekler gibi uyuyusun
Yıllanmış çınarlarda ikimizin adını okuyuşun
Ne güzeldi Hasan boğuldu hikayesini
Yeniden senin sesinden dinlemek
Ve o sesini kulaklarımda çınlayarak yeniden seni özlemek
Gürede balıkçıların rast gele deyip
Demir alıp maviliklere açılmaları
Martıların tekneler ardına takılıp
Sahilden uzaklaşmaları
Küçük bir kedi yavrusunun yanına sokulup
Sana sığınması gibi
Bende sana sığınmıştım ama anlatamadım
Sana sevgimi anlatamaya çalıştıkça
Elime yüzüme bulaştırdım
Bak yüzüm kızardı yine acemiliğime
Seni çok özledim sarıkız sevdalım
Bu sahilde seni baştan sona nasıl anlatmalıyım?
Yalçın BİRİCİK………………….18/04/2015