Gözünüzü doyurmaz ne aş, ne toprak
Gün sizin gününüz, meyve verir yaprak
Yiyin Efendiler yiyin, devran dönecek
Çark dönüp keser sapı makata girecek
Safınız belli, yalakalığınız asırlardır ebedi
Yalanlarla oturdunuz koltuğa, fare kükredi
Şimdi alkış sırası bizde, bir kedi miyav dedi
Yiyin efendiler yiyin, iğrençliğiniz komedi
Oynattınız kalemleri, doldurdunuz ceplerinizi
Haysiyet, gurur ne gezer, sizler şeref asaleti
Adınız ihanet kütüğünde, p/aklayın nefesinizi
Bu vatan size minnettardır, çekinin selp’hinizi
Açlığınız tanımsız, kusmuğumuz yetmez ki size
İhtişamlar da devrilir, akıl sır erdi mi ki ölüme!
Bizler öderiz hesabı, kan kusarız sefaretinize
Yutun lokmaları hayâsızca, alkışlarla nefsinize!
Hanlar sizin, ballı börektir asırlardır yediğiniz
Herzeleriniz de tükenecek, adalettir sefirimiz
Nice yüce dağlar kum oldu, hayaldir ebediliğiniz
Yiyin efendiler yiyin, boğacak sizleri şahadetimiz
Bırakmayın yarına artıkları, süpürür rüzgârımız arla
Devrilir bir gün saraylar, hangi gemi yüzdü yalanla
Dün nasılsa bu gün de aynı, birleştik biz yangınlarla
Bu han/ı yağmayı bitirir bu millet, bir gün alkışlarla
Selahattin YETGİN