Son gemi demir atarken yalnızlığa
Sol yanım tutuklu şimdi kıyılarına
Vakit sukut söyler, dalgalar sessiz
Kızılında güneş yorgun uykuya firar
Ben sana uykusuz ey ahu gözlüm
İsterse doğmasın geceye o nazlı Mah.
Esmesin isterse endamlı süzülen rüzgâr
Unutsun nameleri uçan tüm kuşlar
Sessizliğin büyüsünde ahu gözlerin söyler
Bildiğim tüm aşk türkülerini.
Uzanan ellerde bir yarım ömrü bulmuşum
Hem havanın hemde suyun rengin bilmişim
Hırçın bir sevda seline kulaç atmışım
Kurda kuşa selam salıp kıyıdan
En asi Dalgalara öğretmişim sukutu
Yedi veren gibi açan buseler
Her anım sen dolu artar arzular
Ellerim elinde dünyayı tutar
Haftaya sekizinci günü eklerken!
Beşinci mevsimin gülüşü yaralım
Bakışında deva bulur dertlerim
Yorgun düşer ise bir gün bedenim
Dayanamam; toprağın terin de özlerim
Uykusuz gecemin gölgesi sensin
Gönül denizimin dalgası sensin
Yorgun gözlerimin şafağı sensin
Yürüdüğüm adımın takati sensin
Unuttum dizinde mazi denen geçmişi
İçimdeki
sel taşırırken gamzeni
Ruhumda büyüttüğüm ürkek tutkuların
Alayına çekilmiş restin doruğundayım
Yeniden doğuyor güneşim masmavi arşa
Seninle doğacak her yıldız uçsuz semaya
Hem de ahu gözlerinden feri alarak
Sabahsız
bir geceye sığdırmak istiyorum
Gecikmiş hikâyelerin şifrelerini çözüyorum
Şimdi.
Sana söylemek istediğim her kelimeyi
Dilimde yasaksız ve yalın seviyorum
Günü, seli, rüzgârı, karı ve yağmuru
Yedi veren dağın duman başını
Susa kaldım şimdi karşında
Daha neler gizli gönül çarşımda
Biriktirip dökerken kâğıda mısraları
Arda kalan tüm Takvimlerin inadına
Mutsuz geçen ömrün,
Bütün sancıların reçetesini alıyorum
Ahu gözlerinden…
Aslan BAYKARA
Yazarın
Sonraki Yazısı