Göklerde kara kara kümeleştikçe sular,
Bulut, hasret
halidir suya karşı toprağın.
Buluta kuruldukça
dondurucu pusular,
Yağmur, vuslat
halidir suya karşı toprağın.
Kaybolurken bir anda güneşle gök mavisi,
Boşalır sağnak sağnak çayır çimene yağmur.
Harman olur toprağa kavuşan su katresi,
Tohumu çatlatmaya sızar emene yağmur.
Gün gelir
şiddetlenir, masumiyetsiz kalır.
Toprak doyar, su
doymaz, yıkılır taştan duvar.
Sel olur köpük köpük
akar, yakar, can alır.
Cana can katan suyun
asileştiği an var.
Ne zaman yağmur
yağsa, gökyüzü sarhoş olur
Renkler safta
dururlar ufukta yay misali
Hasret vurur bağrına
yüreği nahoş olur
Rüzgara başı eğik
olgun buğday misali
Şehir sepken
altında, sessiz sakin sokaklar.
Bir adam sırılsıklam,
yürüyor yavaş, yavaş,
Gözyaşı fark edilmez
ıslandıkça şakaklar,
Anıları ardında
sürüyor yavaş, yavaş,
Her damlada tükenir toprağın
su hasreti
Çatlar karnında
tohum, ısınır, filizlenir
Nemlendikçe çoğalır
toprağın bereketi
Doğumun evresinde
ilahi sır gözlenir
İbrahim COŞAR