Nâçar, çöllere düştüm, kırbamda hiç suyum yok.
Pişmanlık dergâhında müridim,
Günahım çok.
Mezarda Münker , Nekir ;
Benim yolumu bekler.
Azrail’in nefesi ensemde ateş gibi.
Bir gün öleceğimden,
Sanki hiç haberim yok.

Göğe ağsam, tutacak dalım yok budağım yok.
Hedefi görebilsem,
Ok dolu sadağım yok.
Nefes nefes tükenir bahşedilen ömür de,
Bu tükeniş faslından kısmetimi alırım
Ve lakin haberim yok.

Posta güvercinleri eskiyen zamanlarda.
En kalıcı mektuptur kırık bir mezar taşı.
Azrail’in elinde ölüm dikenli çalı.
Aynalar ki gözsüze suretini göstermez.
Bir rüyaya dalmışım zaman tabir edemez.
Mevsim artık sonbahar, benimse haberim yok.

Acıyı besler acı,
Hüznü emzirir hüzün.
Bize son muştu olur yıldızı göğümüzün.
En çözümsüz anlarda,
Mutlaka verir çözüm.
Sığınacak bir dergâh, çalınacak bir kapı.
Her şeyi yaratanın nazarı var üstümde.
Ondan ki haberim var,
Şükür şikayetim yok.
Ankara,11.11.2009 İ.K


( Haberim Yok başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 11.11.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu