Birden o
ünlü cadde de yürürken o yazıyı görünce, önce bir gözlerimi ovuşturdum sonra
bir daha ovuşturdum. Bu arada da aklım tavana çıkacaktı neredeyse. Merak
ettiniz değil mi, bu nasıl bir yazıydı diye? Hemen açıklayayım yazı aynen şöyle
''Garantili Fal Bakılır.'' Şimdi bu yazıyı her hangi bir yerde görseniz ne
yaparsınız? Güler misiniz, ağlar mısınız, öfkemi duyarsınız, ya da insanlar bu
kadar salak olamaz mı dersiniz? Varın buna siz karar verin...
Buzdolabının, çamaşır makinesinin, televizyonun, cep telefonunun, arabanın,
müzik setinin, otomobil lastiğinin garantisi olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Fal
bu, nasıl garantisi olabilir ki anlayan beri gelsin hatta zenci olsun mu
diyelim?
Genellikle bu fal işini lüks semtlerde bana göre kafayı azıcık yemiş,
kendilerinin de ruhsal sıkıntısı olduğu az çok anlaşılan bayanlar yapıyor.
Belli ki birçoğunun terapiye fal baktıkları insanlar kadar ihtiyacı var. Bir
kaç tanesini çok yakından olmasa da tanıma fırsatım oldu. Soruyorum size, bir
falın nasıl bir garantisi olabilir? Fal denilen şey ağızdan çıkan kelime ve
cümle grupları en nihayetinde...
Farz edin ki gittiniz bir falcıya. Bir kahve içtiniz ya da iskambil falına
baktıracaksınız. Hanımefendi açtı kartları ve size aklına geldiği gibi saymaya
dökmeye başladı palavralarını. ''Hanım abla önce size burada üç vakte kadar iyi
bir haber gelecek onu belirteyim.'' siz tabi heyecanlanıyorsunuz. O zamana
kadar hayatınız sıkıntılı stresli geçtiyse, şimdi falcının deyişiyle iyi
haberler kapıda üç vakte kadar. Üç vakit ucu açık bir söylem. Yani üç saat de
olur, üç günde, üç ay da, üç yılda. Üç asır yaşamanız zaten imkânsız, onu bir
kalem geçelim.
Daha sonra devam eder falcı müsveddesi. Aklına ne gelirse artık o anda.
''Yüreğiniz kabarmış lakin yine beş vakte kadar feraha kavuşacaksınız yurt
dışından da iyi bir haber alacaksınız yedi sekiz vakte kadar ya da on vakte
kadar.'' Breh breh breh. On vakit ya da beş vakit hep ucu açık söylemler
falcının ağzından çıkan cümleler.
Dedik ya cümleler hep havada kalan cümleler. ''Şurada bir kavuşma görüyorum,
yakında çok sevdiğiniz birine kavuşacaksınız.'' normaldir, insanın şehir
dışından bir akrabası gelir herhangi bir zaman diliminde. Ya da şöyle de
diyebilir ''İki üç vakte kadar aileniz ile ilgili çok güzel gelişmeler olacak.''
İki üç vakit yine ucu açık bir zaman dilimi. İki üç ay da olabilir, iki üç sene
de.
''Toplumun ruh sağlığını tehdit ediyor''
''Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başkan Vekili Prof. Dr. Kemal
Sayar, her dönemde olan geleceği bilme merakının son zamanlarda artmasını
toplumsal sorunlara bağlıyor. Modern hayatın insana yalnızlaşmayı dayattığını,
insanların gelecekleriyle ilgili yoğun bir kaygı yaşadıklarını söyleyen Sayar,
"Gelenek gibi, din gibi köklü anlam sağlayıcılar etkisini kaybettikten sonra
insanlar daha sahte aidiyetlere tutunmaya başladı. Falcılık, medyumluk da bu
sahte maneviyatın bir uzantısı. En kötüsü eğitimli insanlar bile medyum medyum
dolaşarak fiziken tedavi edilmesi gereken hastalıklarına oralarda çare
arıyor." diyor.''
''İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. İlhan Yargıç ise olaya farklı bir açıdan yaklaşıyor. Medyumlara,
astrologlara ilgi gösterenleri iki bölüme ayıran Yargıç'a göre, birinci türden
olanlar eğlence için falcılara gidiyor ki bu tipte olanlar için herhangi bir
risk yok. Fakat çözüm umuduyla giden ikinci tür insanların ruh sağlığının ciddi
risk altında olduğunu söyleyen Yargıç, "Bu tiplerin zaten psikolojik
sıkıntıları var ve çözüm arama niyetiyle gittiği için falcının, medyumun
söyleyeceği her şeyi kabul etmeye hazır. Fiziki ya da somut çözüm yolları olan
problemler için bile falcılardan medet umuyor, kendisine olacağı söylenen
şeyler gerçekleşmeyince de bunalıma giriyorlar." diyor.''
Değerli Yazar Mehmet Paksu ''İnsanı Uçuruma Götüren Sözler.'' adlı kitabında
fal ve falcılık ile ilgili şu cümleye de ''Fala inanma falsız da kalma.'' yer
vermiş ve bu cümlenin şirk ve günah kokan bir cümle olduğunu belirtmiştir.
Devamında ''Bütün falcılar toplansalar bu sözden daha etkili bir söz
bulamazlar. Bu söz hem çok etkili hem de çok aldatıcı bir söz.'' demiştir.
Yüce Kitabımız Kur'an da ve muhtelif hadisi şeriflerde de bu konuya şöyle
değinilmiştir. ‘’Ey İnananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir,
bunlardan kaçının ki saadete eresiniz. Şeytan şüphesiz içki ve kumar yüzünden
aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan, namazdan alıkoymak
ister. Artık bunlardan vazgeçersiniz değil mi?'' MAİDE/90-91
Yine başka bir ayette de şöyle buyruluyor. '''Gaybın anahtarları Allah'ın
yanındadır. Başkası onu bilemez.'EN'AM/59 Bir Hadis-i Şerifte de 'Kim bir
kâhine gider, dediklerini doğrularsa; şüphesiz ki Muhammed'e indirilmiş olanı
inkâr etmiş olur.'
Peygamberimiz Hazreti Muhammed sav. bir tek cümleyle ifade etmiş ''Kahinler bir
şey değildirler.'' Siz siz olun fala inanmayın, falcıya da sakın gitmeyin,
falsız kalmayın diyenlere inat falsız da kalın hiç bir şey kaybetmezsiniz,
başta da imanınızı. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...