Sonbaharda Var Bir Gariplik
Yol kenarına itilmiş bir kaç tabure
öylesine içilen iki çay
hayat koşmuşken mecbure
hatırda eski bir saray
ıssız odaya terkedilmiş
Demoklesten kalma bir ip
yine dost bir hava sokak arası
kırık dökük bir tabip
Sanki birisi yad edilmiş
kuşları cezbeden terası
hışımla bekleyen rüzgarın
ha vurdu ha vuracak
sabırsız hain pususu
her karede farklı dünyanın
nerde ucu kaçmışsa tasası
nabzı tutuldu tutulacak
ucuza demlenmiş kahve koyusu
hazır çekilmiş kurası
her yönüyle bir meczup
yudumunda kaderin farklı kokusu
güz belli ki ayrılıkla korkutacak
hala ağaçlarda sinmiş bir taassup
hesap yine ona sorulacak
özlem nasıl olduysa durgun
Porsuk her daim kıskanç
ayak uçlarına kadar bir yorgun
sohbete karışırken fokurtusu
şiirleri çekerken bir marpuç
nargileden içi boğan kıskaç
ne yapılır ne edilir bilmem
hazana atılırken her suç
diyor gökyüzüne umut sermem
yalnızlığın pahalı ya mezesi
bırakın acı mısralar olsun
yine de dudaklık bir tadım
köpüklü ümit kahvesi
teknede sallansın dursun
kenarda uyumuşken şevkat
dizeler zaten adım adım
unutmuş tökezlediğini
aynalar haykırırken
çizgilerin ezberlediğini
paralasın onca tokat
yüzündeyken şair kırışığı
haykırır bir gün duvarlara
bir Allah biliyorken
o gözlerin dediğini
akla zarardı ya o meşakkat
bir garip şehir aşığı
tam da güneş yakmışken
koptu kopacak son sarmaşığı
bu sonbaharda var bir inat
dr.süreyya burak önder
(
Sonbaharda Var Bir Gariplik başlıklı yazı
burak1907 tarafından
24.09.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.