Gel ummana çağırma,
gözlerinle sar beni
Dağıldıkça sevdiğim,
hamurunla kar beni
Yansan yanarım senle,
ağlasan bulut benim
Saklarım hep içimde, yarına
umut benim
Bakışın ah-u zardır, gönderir nara beni
İçimde sen var iken,
tartamaz dara beni
Gülerim mi sanırsın,
hasretinle yanarken
İçim zehir içim nar, anıları
anarken
Titreyen yüreğimi, asaydım
saçlarına
Tek ortağın etseydin, aşk
denen suçlarına
Bilsen seninle aklım, mısra
mısra savrulur
Yandıkça şu yüreğim,
hasretinle kavrulur
Bir mum olur eririm özlemine
düşünce
Tutar mısın gün olur, bu taht
yere düşünce
Bir bilsem hangi renge,
sirayet eder aşkın
Ayakların önüne, sermez mi
garip şaşkın
Yokluğun bir labirent,
çıkışı bilinmeyen
Kan olup akıyorsun, gözümden
silinmeyen
Gelir bir rüzgâr öper, şu
çürüyen tenimi
Aşkı tavaf etmeyen, bilir mi
nedenimi
Tevazu etmem asla, bilmesen
de halimi
Aşkta gurur yoksa da, oda aşkın malumu
Seni çözmek isterim, her
mısrada hecede
Hep ismini ararım, bilinmez
bilmecede
Sen ki Dünyaya yıldız,
evrenin lisanıydın
Şu garibin kalbine, Rabbimin
ihsanıydın
Âdemi dara düştü, vuslatın yamacında
Yine de aşkı bulmak, hep bu
var amacında.
Âdem Efiloğlu