Olası bir ihtimal
Gözlerinden geçerken
Kurşuna dizilmesi bakışlarımın.
En durağan halinde, fasılda vakit
Feryadı figan yakarışlarımla
Derin bir çığlık kaplarken içimi
İçim
Derin
Sahipsiz
Ve kimsesiz…
Yüzümün gardı düşer
her defasında
Ellerini ovuşturur
hezeyanlarım
Ayak diredikçe umutsuzluğa
Kalbim ağrıyor
Acıları kanıksamaktan
Kapısı karanlığa açılırken
yarınların…
Hele sözlerinin paranoyasından
İlelebet
hüzünler damıtarak
Ne çok benziyoruz birbirimize
Ne çok aldanıyoruz
Evrenin renklerini kuşansak
bile
Birbirimize dolanıyoruz…
Tükenen hayallerin etrafında
Yerle yeksan umut adına olanlar
Çürüyor içimiz
Çürüyor çiçekler
Ölüyoruz
Görmüyoruz didişmekten…
Bu ne öfke diye baktıkça
Dalgakıran döşesinler
diyorum gözlerine
Belki limanında demirler duygularım
Belki martılarda ağlar
benimle
Belki kim bilir diz boyu ağlarına takılırız aşkın…
Ah sevdiğim
Ne çok ağladım
aşkın dizlerinde
geceler boyu
Figanlarımız boy verdi yarınlara
Ruhumun hicranına gem vurdukça
Çoğalırız sözlerimizin
çığlarında
Yamaçlarında bir miskal umudu besliyorum
Kaldır başını
yerden
Uçur mutluluk güvercinlerini
Ne duruyorsun…
Hala imzanı yüreğimde
taşıyan
ben
Zehir olsa içerim, sunarsan ellerinden.
Âdem Efiloğlu