Çok iyi iki dosttular. Kılıktan kılığa ve şekilden şekle girmek
ise onların en büyük özelliği ve meziyetlerinden biri idi... Kimi zaman sarı
leblebi olarak çıkarlardı insanların karşısına, kimi zaman patates cipsi, kimi
zaman sütlü çikolata, bazı bazı ekmek arası kaşar ya da ikindi vakti okuldan
dönen çocukların ekmek üzerine sürdüğü krem peynir olurlardı bu Abur ile
Cubur... Sizin anlayacağımız Teksas Tommiks çizgi romanlarında ki
karakterlerden bin bir surat gibi şekil değiştirme yetenekleri inanılmaz
derecede fazlaydı... Ha bir de eskilerin çizgi filmlerinden Tonton vardı
hatırlarsınız ''Hop hop değiş Tonton.'' dendi mi hemen şekil değiştirirdi.
Kimileri de Abur ile Cuburu o çizgi filimde ki Tontona benzetirdi...
Çocuklar ah bu çocuklar, sade çocuklar mı zaman zaman büyüklerde onların
büyülü, ambalajlı güzelliklerine kanar ve parasını verip midelerine cumburlop
yaparlardı. Sonrada o midelere yapılan cumburloplar kişilere tabi ki yol, su
elektrik değil de, kilo, tansiyon, kalp sıkışması, diyetisyen ve zorunlu diyet
olarak geri dönerdi hem de ne dönme, belini bükerdi insanların epeyce...
Patates cipsi, ne de güzeldi çocuklara ya çikolata. Sevmeyen çocuk belki binde
ya da on binde bir çıkar. Hele o boyalı sakızlar ve şekerlemeler. Sonra gelsin
daha beş altı yaşında diş çürümeleri. Abur ile Cubur da kıyıdan köşeden kıs kıs
gülsünler o dişleri çürüyen çocuklara. Kızıyorum Abura da Cubura da ''Yeter ya
yeter bu kadar sağlıksız beslenmesine aracı oluyorsunuz insanların hem de
paralarını alıyorsunuz çok kafamı bozuyorsunuz Abur bey ile Cubur bey.'' Sonra
düşündüm kendi kendime. Hiç kimse zorla almıyordu bu Abur Cuburları. Piyasanın
içinde onlar da bir oyuncu ve elemandı. Fabrikalar üretiyor, sonra reklamını
yapıyor, insanlarda paralarına kıyıp onları güzelce evlerine
götürüveriyorlardı. Aslında her şeyin aşırı tüketimi insana her zaman için
zararlıydı...
Abur ve Cubur zaman zaman geçici olarak da olsa tatil yapıyorlardı. Ne zaman
mı? Tatil yaptıkları en güzel zaman dilimi Ramazan ayı idi. Ramazan Ayında
insanlar İslam Dini gereği oruç tuttuklarından gündüz hiç bir şey yemiyor ve
içmiyorlardı. Hem mideleri dinleniyor hem de ruhları huzur buluyordu haliyle.
Otuz gün sonra Ramazan Ayı bittiğinde ise insanların bir çoğu Abur ve Cubur ile
yeniden haşır neşir oluyor ve Abur ve Cubur'un saltanatı yeniden başlıyordu...
Abur döndü Cubura ''Geçenlerde Kamil beyin küçük oğlu Serkan bir girişti
bizlere. Okuldan geldi kerata, önce annesinden yağlı ekmek istedi, annesi yaptı
eline verdi. Sonra bir gazoz içti, peşine biraz cips yedi, arkasından sarı
leblebi varmış dolapta onu götürdü, beş on dakika geçti geçmedi bir de küçük
çikolatayı yolladı mideye.'' şaşırmıştı Cubur ve hatta hayretleri bir anda
yükselen dolar gibi tavan yaptı. Gözlerini Abur'a dikti ''Bunları kısa sürede
yiyen zaten hastalanır be kardeşim mide fesadı geçirir hiç bir şey olmasa
bile.'' Cubur başı ile onayladı '' Ertesi gün zaten okulda sürekli tuvalete
taşınmış durmuş kerata neredeyse doktora bile götüreceklermiş de sonra düzelir
gibi olmuş eve gelince biraz.''
Cubur elini Abur'un omzuna koyarak ''Bak Abur'cum eskiler bu fazla ve lüzumsuz
yemek yeme konusunda neler neler söylemiş biraz da onlara değinelim mi ne
dersin?'' Abur'da başıyla onaylar ve sözü alır. ''Tabi ki bu konuda bilinçsiz
insanları biraz düşündürsek bizden de soğurlar, biz de dinleniriz, belki de
emekli bile oluruz.'' Bakalım kimler ne söylemiş. Franz Kafka ''Ağzınızda yemek
olduğu an dünyanın tüm sırlarını çözmüşsünüz demektir.'' Fena değildi Cubur.
Ünlü İspanyol yazarlarından Cervantes ne demiş.''Yeryüzünde ki hiç bir gıda
açlık kadar lezzetli değildir.'' Ha bir de bizimkilerin sözlerine bakalım
Hazreti Ali ra. Efendimiz de demiş ki ''Az yemek seni taşır çok yemeği sen
taşırsın.'' işte böyle... Alman dostlarımızda kendilerine mal edilen bir söz de
''Göz mideden büyüktür.'' demişler. Hazreti Mevlana'da ''Açlık ilaçların
padişahıdır. Açlığı canla gönülle benimse onu hor görme.'' İşte durumlar bu....
İşte böyle sıkı fıkı dost Abur ile Cubur'un hayat maceraları. İkisi de şunu
söylüyor her zaman hem çocuklara hem de büyüklere. ''Yahu kardeşim insanlar
patates cipsinden tut da leblebiye fındık fıstığa kadar her şeyi yiyecek ama
kararında yesinler, yok yemezlerse bu seferde anneleri bize kötü gözle bakıyor
sevmiyorlar bizi sonra da Abur Cubur zararlı diye adımız çıkıyor.
Diyetisyenlerden de bir dolu fırça yiyoruz. Allah aşkına dengeli beslenin de bu
diyetisyenler ile bizi muhatap etmeyin ne olur yahu.'' sonra eklediler hele bir
de bu diyetisyenlerin bir Hocası piri var ki Canan Karatay Hoca onun diline
düştük mü halimiz perişan ömrü billahi iflah olmayız...