Büyütme bırak
artık baktığın dev aynası;
Ayık gezmez şu
gönül bozulunca kimyası;
Vuslatım can
düşmanın hasret akıl hocası;
Son’u mezar
taşıma yaza yaza gittin sen;
Uzatmaya gerek
yok bende artık bittin sen…
Hangi
kararnamedir sende beni yok sayan…
Kırk yılda bir
gülüşü, gözlerime çok sayan;
Koca dağı üstüme
devirmeyi hak sayan;
İçimdeki
çocuğu öldürmeye yettin sen;
Uzatmaya gerek
yok bende artık bittin sen…
Ağlayınca
ağlayıp, gülünce gülmedim mi?
Şu kahır
defterinden adının silmedim mi?
İki elim kan
gölü, çağırdın, gelmedim mi?
Gözüme baka
baka ne yeminler ettin sen;
Uzatmaya gerek
yok bende artık bittin sen…
Dilime küfür
doldu meyhane yollarında;
Sabahlamak ne
demek hasretin kollarında;
Öldüm desem
bulunmaz bir çiçek dallarımda;
Bir yarın
kenarında, gözlerinden ittin sen;
Uzatmaya gerek
yok bende artık bittin sen…
Kaçak yolcu
sandın da bileti soruyorsun;
Son darbeyi
vur artık daha ne duruyorsun;
Kalbim düştü
düşecek yordukça yoruyorsun;
Safi keder
bardağım, son yudumu kattın sen;
Uzatmaya gerek
yok bende artık bittin sen…
Mendilime
gururla diklensin akan yaşım;
Bir sevdaya
bin defa eğilmez dertli başım;
Ey benim yar
bildiğim ey benim kara kışım;
Yürek yükün
belledin, bir kenara attın sen;
Uzatmaya gerek
yok bende artık bittin sen…
Ali ALTINLI –
12/11/2015
Saat: 17:50