Mükemmel yazınla, tatlı dilinle,
Henüz baharında, Ülkü öğretmen.
Örttük tabutunu, gelinliğinle,
Bizi derste mahzun, bırakıp gitmen,
Ölüme inattı, sanki diretmen.

Kara tahta, son dersinden yadigâr,
Başlangıçta inci gibi yazılar,
An geçtikçe, ruhu bedenden firar,
Bizi derste mahzun, bırakıp gitmen,
Ölüme inattı, sanki diretmen.

Görev şehidiydin, tüm sınıf tanık,
Elinde tebeşir, duruyor kırık,
Bir ağıt yükseldi, yanık mı yanık,
Bizi derste mahzun, bırakıp gitmen,
Ölüme inattı, sanki diertmen.

Nasıl davranılır, böyle zamanda,
İnci gibi idi, yazın ilk anda,
Soluklaştı, silikleşti sonunda,
Bizi derste mahzun, bırakıp gitmen,
Ölüme inattı, sanki diretmen.

Yeni evlenmişti, yeni gelindi,
Arkdaş gibiydi, öyle bilindi,
Bilemedik kâlbin, neden delindi,
Bizi derste mahzun, bırakıp gitmen,
Ölüme inattı, sanki diretmen.

13 Mayıs 1973


......

Anısına düzenledik sınıfı
kara tahta yazılanlara sadık
nöbetteymişcesine kararlı
durmakta yerinde
ölüme tanık.

Oya gibi işler tahtayı tebeşir,
bozmamak için güzelliğini
inat edercesine direnir.
Nefesini hissedince
ensesinde ölümün
silikleşir soluklaşır
tebeşir...

24 Kasım 1983

( Ülkü Öğretmen başlıklı yazı ismet-top tarafından 25.11.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu