Kahve yapılmış, besmelesiz içilirken şeytanda ondan yudumluyor gizlice ve keyifle… Nasıl mutlu olmasın ki, hem güzel bir kahve içiyor hem askerleri onun istediklerini yapıyor. Kendisine hizmet edenler, bilinçsizce çoğalıyor, hem de farkında olmadan. Konuşmasına, onlara vesvese vermesine gerek kalmıyor, şeytan tembellikten şişmanlamaya başladı. Günümüz insanının genel görüntüsü gibi obezite olma yolunda…

Gerçeği sanallaştıran yansımalar o kadar çoğaldı ki, beynimize yerleşen yanlış girişimler bizi hareketsiz bırakıyor. Sağlıklı gibi göründüğümüz o zamansızlık durumlarında, birçok şeyi duymak bile istemiyoruz. Görmezden geliyoruz. Nasılsa her şey yolunda, niçin hareketlenelim ki değil mi? 

Şeytan ayak ayak üstüne atmış hala seyrediyor. Rızkı için bekliyor. Ne yerler ve içerlerse atıyor ağzına düşünmeden. Yiyen böylece doymuyor, daha fazla tüketiyor. Tadını aldıkça kanamıyor. Çok yedikçe posası midesinde, onun özü şeytanın ağzında kalıyor. 

Alkışlanan insanlar, sen neymişsin diyen övmeler, bulunmaz Hint kumaşına büründüren duygular, hâşâ, Allah gibi hissettirip şirke sürükleyen hisler; insanlardan alıyor güzelliği ve güzel ameli, onun gerçek özünü şeytan topluyor elinde ve yakıyor hararetle… O hep güzeli yok ediyor, kötüyü sergilemek yaşam felsefesi. Onu takdir etmek lazım ister istemez, çünkü bu dünyada vazifesini en iyi yapan o, maalesef…

İnsan sevdiğiyle beraberdir. Bu yüzden sevdiğine secde eder. Allah’ı sevip ona hakkıyla secde edene ne mutlu. Namaz bile kılsak, aklımızda lanetlenmiş dünya, alacak-verecek, insan sevgisi, sözler, ben duyguları ne varsa doluyor. Çünkü biz onları seviyor, onunla yatıp kalkıyoruz. Niçin aklımızda bunlar var deyip şikâyet etmek akılsızca. Allah’a giden yolları biz kapatıyoruz. Sünnet ne diyorsa, o şekilde yaşamıyoruz. Besmeleyle işe başlamıyoruz. Ne başardıysak şükretmiyoruz. Aksine Ben yaptım diyoruz. Sen Allah izin vermezse ne yapabilirsin ki… 

Sen her kötülüğün kaynağını şeytana bağlama. O yaptırıcı değil. O bize süslüyor ve bizde o süse, tıpkı yüzümüze makyaj yaptığımız ve yaşlanmadığımıza inandığımız süsler gibi kanıyoruz, insanları kandırıyoruz. Beyazlayan saçlarımızı ki, o Müslüman’ın nurudur, biz o nuru siyah renge-karanlığa tercih ediyoruz. Her süs bizi Allah’tan uzaklaştırıyor. Her türlü ezberi, eğer varsa karşılığında para, onun için yapıyor ve dünyayı kazanmak için yaşıyoruz. O süsü ezberliyor, hazineyi toprakta, piyangodan geleceğini sanıyoruz, zahmetsizce-tembelce… Biz Allah’ın tavsiyelerini ezberlemiyoruz. Çünkü o ezberlerin karşılığında para yok, dünya yok. Sanki dünyayı yedikçe ölüm bizi terk edecekmiş gibi, gerçeklere kafasını kuma sokan deve kuşu gibi gözümüzü kapatıyoruz. 

Eğer bir kötü sahne varsa, orada şeytan kahve içiyordur. Bu sahneden keyif alıyordur.

Kardeşim, besmelesiz işine başlama!
Yaptığın ve sonlandırdığın her iyi sonuca şükret.
O süse, o vesveseye kulak verme.
Eğer ezberleyeceksen Allah’ın nurunu ezberle, Peygamberin(sav) hayatını tefekkür et…
Göbeğindeki ağırlıktan fazla kilolardan kurtul, yokluğu tanı!
Sen şeytanı kendine güldürme ne olur!

Her an düşün ki, Şeytanı önemse ve küçümseme!

"Her tarafında savaş"
"Her şuursuzda telaş"
"Ayak ayak üstünde"
"Şeytan içiyor beleş..."

"Bismillah de ki tü tü"
"Erisin ruhta kötü..."
"Deyin yeter ki deyin"
"İmanın olsun ölçün!"


Saffet Kuramaz

( Şeytan Aramızda Kahve İçiyor başlıklı yazı safdeha tarafından 31.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu