Bugün 2015 yılının son günü. Kâbus gibi geçen 2015 yılı nihayet bu gece bitiyor. Bu gece saat 00.00 dediği andan itibaren yeni bir yıl olan 2016 yılını karşılayarak merhaba diyeceğiz.
Dünyanın dört bir köşesinde acımasızca devam eden savaşlar, ana-babaların ve çocukların çektiği acılar, bir türlü bitmek bilmeyen terör olayları, kadınlara ve çocuklara yapılan şiddet, taciz, tecavüz ve cinayetler, doğal afetler, trafik ve iş kazalarında insan hayatının ucuz görülmesi, siyasi belirsizlikler derken kayıp ancak tarihe kara bir yıl olarak da geçen 2015 yılını artık geride bırakıyoruz.
Yeni gelecek olan 2016 yılına merhaba diyelim demesine de inşallah bugün veda ederek yolcu edeceğimiz 2015 yılını bizlere mumla aratır olmaz.
2015 yılı başta dünyada ve ülkemizde olmak üzere hayatımda art arda yaşadığım büyük acı ve üzüntülerle geçen bir yıl oldu.
Bugün 2015 yılının bitiyor olması ve gidişinin ardından ise üzülüyorum desem yalan olur. Bilâkis bitiyor olmasına seviniyorum.
Dünyamıza, ülkemize ve bana güzel olaylar ve duygular yaşatmış olsaydı belki sevinmek yerine bitiyor olmasına üzülüyor olurdum. Şahıs olarak büyük acılar yaşadığım ve hayatımda derin izler bırakan olaylardan bir kaçını belirteyim.
6 Kasım 2014 tarihinde 20 yıllık can dostum ve mücadele yoldaşım olan Yücel Doğanşahin’in annesi Hesna Doğanşahin’in vefat etmesi,
21 Mart 2015 tarihinde 26 Nisan 1994 tarihinde ilimizde yaşayan engellilerin genel ve yerel sorunlarına çözüm üretmek amacıyla kendi ellerimizle kurmuş olduğumuz, evimizi, yuvamızı ve 21 yıl süresince mücadele ettiğimiz Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesini 10.Dönem Olağan Genel Kurul Toplantısında fesih edilmesine dair karar alarak kapatmamız,
21 Nisan 2015 tarihinde yine can dostum ve mücadele yoldaşım olan Yücel Doğanşahin’in babası Vehbi Doğanşahin’in vefat etmesi,
22 Haziran 2015 tarihinde yılların emektar şoförü olan ve şoför camiasında İhtiyar Delikanlı diye bilinen ve tanınan babam Sadık (Koyun) Dayının evde düşmesi sonucunda belinde kırıkların oluşması ve daha sonra omuriliğinin kopması sonucunda felç geçirerek 26 Temmuz 2015 tarihinde vefat etmesi,
30 Haziran 2015 tarihinde yine can dostum ve mücadele yoldaşım olan Yücel Doğanşahin’in eniştesi Metin Çırpıcı’nın vefat etmesi,
9 Ekim 2015 tarihinde yine can dostum ve mücadele yoldaşım olan Yücel Doğanşahin’in eniştesi Ramiz Yılmaz’ın vefat etmesi,
21 Ekim 2015 tarihinde ise bibim Songül Eren’in eşi Hasan Eren’nin tedavi olmak amacıyla ameliyat olması ve ameliyattan sonra kendi ayaklarıyla gittiği hastaneden cenazesinin çıkması ve daha onlarca da yakından tanıdığımız dostlarımız olan insanların vefat etmesi gibi kişisel yaşadığımız acı ve üzücü olaylarla geçen bir yıl oldu.
Tabii 2015 yılı içerisinde şahsi yaşadığımız üzücü ve acı olayların daha fazlasını ve büyüğünü ise dünyamızda ve ülkemizde yaşanan savaş ve terör olayları nedeniyle yaşadık.
Her Allahın günü haberlerde dünyanın dört bir köşesinde ve komşu ülkelerimizden Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da, Filistin’de, Mısır’da, Afganistan’da, Tunus’ta, Nijerya’da, Rojova’da, Halepçe’de, Bayırbucak’ta, Kobani’de vb daha birçoğunda yaşanan savaşlar ve ülkemizde Suruç’ta, Cizre’de, Şırnak’ta, Reyhanlı’da, Ankara’da devam eden terör olayları nedeniyle yaşamını yitiren onlarca, yüzlerce insanların görüntülerini gördükçe ve izledikçe yaşadık ve kahrolduk.
Haberlerde sadece savaş ve terör olaylarını izleyerek kahrolmadık. Kadınlara ve çocuklara yapılan şiddet, işkence, taciz, tecavüz ve cinayet olaylarını, Suriyeli mültecilerin çocuklarıyla beraber denizde boğulmalarını ve karaya vuran Aylan bebeklerin görüntülerini ve birçok yerde yaşanan doğal afet haberlerini de izleyerek kahrolduk.
Adını duyduğumuz-duymadığımız, dilini bildiğimiz-bilmediğimiz
ve yüzünü gördüğümüz-görmediğimiz insanların yaşadığı bu acı ve üzücü olayları
gördükçe izledikçe kahrolduk.
Burada değinemeyeceğim daha birçok üzücü olaylar
yaşadım, yaşadık. İşte bu kadar kötü bir yıldı 2015 yılı. Eminim sizlerde benim
gibi kötü geçen bu yılın bitiyor ve gidiyor olmasına seviniyorsunuzdur.
Sözün özü olarak, 2015 yılı içerisinde yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen gelen 2016 yılında umutların yeşermesini, sevincini, sıcaklığını ve mutluluğunu yaşamak istiyorum. Bu nedenle 2016 yılına merhaba derken dünyada devam eden savaşların bittiği, terör olaylarının son bulduğu, akan kan ve gözyaşlarının dindiği, trafik ve iş kazaları ile doğal afetlerde canların yitirilmediği, yoksulluk ile açlıktan insanların kıvranmadığı, anaların ağlamadığı, yüreklerin yanmadığı, engelliliğin ve engelli sorunlarının olmadığı, insanlara ve olaylara önyargılarla bakılmadığı, barışın, kardeşliğin, dostluğun, birlik ve beraberliğin, hoşgörünün ve sevginin olduğu ve yaşandığı bir dünya ve Türkiye dileğiyle yeni yılınızı en içten sevgi ve saygılarımla kutlar sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir yıl geçirmenizi ve yaşamanızı diliyorum.
Geçmiş yılda yaşanan acıların, üzüntülerin ve tüm
olumsuz olayların üzerine sünger çekerek merhaba diyorum sana. Gideni
aratmayacaksan hoş geldin dünyamıza, ülkemize ve evimize 2016.