Merak etmeyiniz,
Niyetim çorba tarifi sunmak değil size dostlar…
İçeriği ve gereği ile, ilgimi çekmiştir hep
Aşure çorbası…
/
Asırlardır, kazanımızda kaynar durur
Muhabbetle karışır, lezzet için yarışır
Sevgi güneşiyle pişer, kokusu mekânları aşar…
Dağıtın komşulara, dostlara, yolda kalmışlara, soğutmadan
Bekletmeyiniz…
/
Tek başına, soframızda hiçbir anlam ifade etmeyen,
Portakal kabuğu ve buğday tanesi de,
Yola düşmüştür bir kış günü,
Çorbadaki yerini almıştır çoktan…
Buluşmuşlar koşar adım, on beş çeşit ot, sebze ve meyve:
Afiyetle yiyiniz…
/
Peşin hüküm vermeyiniz,
Her görüp, gözlemlediğinize…
Bakınız işte bir buğday tanesi, çorba olmayı hedeflemişse
“Feda olsun her şeyim insanoğluna” demişse
Atıyor kendini kazana, göz kırpmadan
Ve aşure ismiyle şerefleniyor, hiçbir şey ummadan, umursamadan
Eriyor tüm benliğiyle, çorbadaş dostlarıyla…
Çorbanın tadı ise, hiç birine benzemiyor buluşanların… ilginç!
/
Unutulmaz bir tat ve kalıcı bir iz bırakmayı hedefleyen
Bir buğday tanesinin hikayesidir bu…
/
İnsanoğlunun da hangi izi sürdüğü,
ve nasıl bir iz bırakmayı hedeflediği de önemli,
değil mi can dostlar? …
Aslına bakarsanız, kocaman bir çorba kazanında,
birlikteyiz biz…
/
Ali Rıza Malkoç
14/06/2006 Bursa
(
Aşure Çorbası başlıklı yazı
Ali R.MALKOÇ tarafından
16.01.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.