Gün artığı dağları yaman eden ayrılık
Son kez eteklerinde tutuş yan inadına
Ocağın nefesinde duman tüten ayrılık
Tüllerini gezdirip pencere mihrabına
Bu ayrılık yükünü turnalara yüklesem
Sökün etse dalları geçişlerde saçından
Ömür defteri yarı sona kadar beklesem
Beyaz karlar toplanır ecelerin tacından
Üç beş hamsi sokakta horona tutuşursa
Şubat gibi martılar ziftlenirse çöplükte
Kediler uyuşmadan içmeden mayışırsa
İşçilik tulumları gül çiçektir önlükte
Irmak olur süzülür yapraklanır bendini
Kurbağalar kışlığın uykularına yatar
Arılar kovanında bala bular kendini
Sivrisinek çöplüğün çamurlarına batar
Sağır duymaz uydurur cırcır böceği sesi
Sabah kuşlar terk etmiş sokak aralarını
Çöl lalesi öldüyse kardan gizlenmiş nesi
Karıncalar gözeler ceren yaralarını
Şubat gibi sevgilim açacağım tahtımı
Muratların bağında buza keser ellerim
Son kez diyorum sana yaracağım bahtımı
Marta bağlayan gece duvaklanır tellerim