Ömrün hevâ örsünde, elde kalan âna bak! Ne doğumun tesadüf, ne varlığın nedensiz Kaldır da bir başını Âşiyân’dan yana bak!
Hitapsa beklediğin gelmek için kendine Bir lahzâ soluklan da kulak ver en son dîne! Bilal ezan okurken, gül kokarken
Medîne Zifirden filizlenen, güne doğan tana bak!
Düşün, ahenk içinde şu koca Kâinatta Hep mühr-ü İlâhî var dört mevsim her sanatta Şüpheye mahal varsa ikrâra
kanaatta Damarda seyr-ü sefer, kıpkırmızı kana bak!
Secdeleri zül sayıp, "payitahtım var" deme! Hakka ahdinden cayıp, "zevk-ü sefâ kâr" deme! Nankörlük etme ayıp, şeytana hünkâr deme! İbret al Firavun’dan, kaçınılmaz sona bak!
Dağlara tırmansan da, mağrur, kendinden emin Vuslat için gün sayar bastığın ruy-i zemin! Son nefesle çözülür mahiyeti gizemin Yar toprağın bağrını, taze denen tene bak!
( Âşiyân’dan Yana Bak! başlıklı yazı Mecit Aktürk tarafından 11.03.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.