Geçen vaktin dili yok ki duyursun
Gönlüm boşluğunu nasıl doyursun
Ömrümü hüsranla doldurmadan gel
Bekle dedin kaç zamandır beklerim
Yokluğuna bir gün daha eklerim
Genç yaşımda çoğalıyor aklarım
Bembeyaz saçımı yoldurmadan gel
Diyorlar ki ondan umudunu kes
Beklesende çıkmaz ne seda ne ses
Dostum bile olsa diyorum ki sus
Ona buna kızıp çıldırmadan gel
Ayrılığın zulmü öyle beter ki
Dert olsan çekerim dönsen yeter ki
Düşünme el alem bize ne der ki
Riyakâr kullara aldırmadan gel
Senden olan her cefaya razıyım
Gittikçe çekilmez aşk marazıyım
Hasretinle yanmış boş araziyim
Rüzgar küllerimi kaldırmadan gel
Yaz baharım oldu kışlara gebe
Unatmak aklımdan geçmiyor tövbe
Zehir et dünyamı yeter ki dön be
Hayattan soğutup yıldırmadan gel
Rabbimin verdiği beş duyum da sen
Geleceğe dair tek soyum da sen
Ben sana muhtacım tüm suyum da sen
Kuru yaprak gibi soldurmadan gel
Bırak derdin sigarayı, uzak dur
Her nefesi ciğerimde sanki kor
Halime içmemek vallahi çok zor
Ah bu meret beni öldürmeden gel
Eski sağlığımdan eser bile yok
Acı yudumlarım hicran dersen çok
Her geçen gün batar yüreğime ok
Hasta hallerimi bildirmeden gel
Murat kalpten kalbe sitem yolluyor
Sensizken bu şehri zindan belliyor
Azrail ensemde fırsat kolluyor
İmam namazımı kıldırmadan gel
Murat Gökçe Karsî
12.12.2015