Yetim Kızı Mektubu
Yetim kızı gözüyle bakıyorum hayata. Her ne kadar ailemiz,
arkadaşımız , sevdiğimiz insanlar olsa da yalnız hissederiz kendimizi. Oysa ki
onların kendilerini yalnız hissetme anları yok çünkü onlar yalnızlığın içinde
olduğunun farkındalar. Yetim kızı gözüyle bak hayata , ve onların neler hisset
diklerini anla. Annesini 3 yaşında kaybetmiş kızın annesine hayatında hiç
veremeyeceği o mektubu.
……….
Anne sen
öğretecek ken bana hayatı, kendim öğrenir oldum hayatı. Sen tutacakken benim
ellerimi, ben tutunuyorum hayata. Sen dokunacakken saçlarıma kendim dokunur
oldum saçlarıma. Biliyorum senin gittiğin yer benim kaldığım yerden daha soğuk,
benden daha da yalnızsın. Ama sen beni görebiliyorsun , izleyebiliyorsun beni
cennetinin en güzel yerinden. Oysa ben seni her özlediğimde toprağına sarılıyorum. Toprak çok soğuk anne. Isıtmıyor avuçlarımı. Senin
gösterdiğin sıcaklığı göstermiyor bana. Sevdiğim kadar da kızıyorum sana. Bazen
hayattan , bazen hayallerimden, bazense kendimden vazgeçmek zorunda kalıyorum.
Oysa sen olsaydın yanımda sımsıkı tutunurdum hayata. Vazgeçmek zorunda kaldığım
seçeneklerim olmazdı.
Sende
bana kızıyor musun anne, koca kız oldu mezarıma gelip bana bir duası olmadı
diyor musundur anne. Seni bilmediğim gibi mezarını da bilmiyorum anne. Sana
kızgınlıklarım olmasına rağmen dualarım var anne. Resmini, hatta mezarını,
resmini bilmediğim kadını bana göster diye ALLAH”a dualarım var anne. Ve her duamın arkasından
rüyalarımda hep bir beyaz bir boşluk görüyorum anne. Sen beyazdın benim
gözümde. Gördüğüm her beyaz da sen vardın. Senin için ne zaman ağlasam
boğazımda tarifi olmayan bir yumruk oluşuyor. Yutkunamıyorum . her defasında
boğazlarım acıyor anne.
Yorganın altında kendi hıçkırıklarımı,
kendim işitiyorum her defasında. Biz anne kız olamadığımızdan gök yüzene
bakıyorum anne . gök yüzene bir ev inşa
ettim anne . sadece sen ve ben vardık bir de
ömür. Ölüm yoktu anne. Ayıramayacak dı bu sefer bizi. Geceleri ise en
parlak yıldız sen oluyordun en yakının da ki yıldız ise ben. Fazla sürmüyordu
beraber olmamız çok çabuk sabah oluyor anne. Senin olmadığın hiçbir sabahı
sevmedim ben anne.
Anneler
kızlarını gelinlikli görmeyi çok ister diyorlar. Neden bizim masalımızda
beni gelinlikli görecek senken, neden ben seni kefenle görüyorum ki anne.
En çokta canımı yakan bu anne . herkes ağlarken ben çocuk olduğum için oyunlar
mı oynuyordum. Babamın gözyaşlarının sonu yokken ben oyun oynamak için mi
ağlıyordum. Senin beni bırakıp gittiğinden habersiz şekilde ben şaşkınca
insanlara mı bakıyordum. Neden ağlıyorlar diye.
Oysaki ben hariç herkes gidişini izleyip gidişine ağlıyordu. Koca bir
boşluktayım ben şimdi. Birini götürecek olsaydın gittiğin yere o kişi ben olur
muydum anne. Neden küçüklüğümü hatırlamıyorum ben, kızım deyişlerini,
sarılışlarını neden aklıma gelmiyor. Büyünce aklıma gelip canım yanmasın diye
mi hatıralarınıda götürdün kendinle beraber. Yoksa beni sevmediğinden mi….
Girsen rüyalarıma kızım desen bana, sen bir kere dersin benim kulaklarım bin
kere işitir anne. Senin olmadığın her yer çok soğuk . toprak ısıtmıyor beni anne. Toprağın
altında senin bir evin var diye bende topraklara sarılıyorum çok soğuk anne
üşürsün sen orda. Sen gelsen yanıma beni kollarımın arasında ısıtırım seni anne
. sonra sen ısıtırsın beni. Öyle sarılır sın ki bana kemiklerim kırılacak gibi olur . Ben sesimi çıkarmam ki hiç sen
yeter ki sarıl bana. Bazen elini
uzatacak kadar yakınım ölüme bir o kadar da uzağım ölüme de, sana da anne. Yanına
gelmek istiyorum sonra senin için savaşmam gerektiğini düşünüyorum sevdiklerimi
senin gibi terk edip gitmek istemiyorum.
Gitmek kolaydır kalmak ise çaba ister
anne. Sevdiklerim için o çabayı göstermem gerekir. Hayatta olsaydın sende
savaşmam gerektiğini söylerdin belki bana. Senin için yenik düşmeyeceğim
hayata. Bunun sözünü veriyorum sana. Sözümün arkasında durabilir miyim bilmiyorum
bunu yapabilir miyim bilmiyorum. Bir şeyi o kadar iyi biliyorum ki anne. Çok yalnızım
ben sensiz.
“ O kadar yalnızım ki ağlarken bir mendil
uzatacak kimsem yok Anne”!,,,
İnsanlar diyemediklerini kaleme alırlar yetim
kızı gibi. Kendilerini böyle teselli ederler. Az da olsa içimizdeki acı ya bir
merhem olur yazdıklarımız….
İnsanlar kafayı yastığa koyduklarında
uyurlar ya hani. Ben uyuyamıyorum anne . sen geliyorsun her defasında aklıma
hep seni hayal ediyorum. Gözlerin gözlerime, saçların saçlarıma , benim yüreğim
senin yüreğine benziyor muydu anne. Hep bunları merak ediyorum ben. Tek bir
resmin bile çok görüldü bana. Sevmeme rağmen tanımıyorum seni. Yoldan geçen her
kadını sana benzetmekteyim, seni tanımadığımdan. İnsan görmediği, tanımadığı,
sesini bile işitemediği birini sevip ona karşı özlem duyabiliyormuş anne.
Sevgisini de , kızgınlıklarını da , öfkelerini tanımadığı insandan
çıkarabiliyormuş anne.
(
Yetim Kızı Mektubu başlıklı yazı
Seher yılmaz tarafından
22.03.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.