İki zanaatkar olurken,
iki esnaf olduk birbirimizin gönlünde.
Muhabbetimiz çakıl taşı sofrası gibi...
Kinaye sokakta çayını içiyorsun
Bilmem kaç bakış attın çayına
Eşref babanın sardığı tütünlere benziyor elindeki sigara
Az ötede kız kaçıran oynayan çocuklara takılan gözlerin
Biliyorum, ne için hayal kurduğunu...
Bir zamanlar çok sevdiğin o kadını 
O yetimlerin başını okşarken görmüştün ilk
Gençlik hevasıydı seninki bilemedin
Hayatına yeni giren insanlar,
geçmişinin insanını unutturdu sana
ve o kadın ; onu da unutturdu.
Oysa sana beslediği sevgi,
hani derler ya ' dağın görülmeyen buzul tarafı '
işte böyleydi.
Hiç erimedin onun gönlünde
Ama bunu bile göremedin...
Yanına gelip sormak istiyor canım
Ne oldu o yeni insanlara ? diye ...
Başını eğeceksin,
Elini çenende birleştireceksin
Bir adam da pişmanlığın ve çaresizliğin sembolüdür bu
Ben söyleyeyim sana ne olduğunu

O gitti...
Hiç kafana takmadın.
Ara sıra arama isteği duydun
o da ayıp olmasın diye.
Hani bir geçmişim var
hatırlıyormuş gibi yapmalar filan..
Ayrılığın birinci ayı
-Sen, şen şakrak
o kadın ise, 
her gece yastığını ıslatan gözyaşlarının imtihanında
Sabaha aynı umutla uyanması
Acaba bir mesaj geldi mi aceleciliği 
Ama hep bir umut, düş kırıklığı...
-Ayrılığın üçüncü ayı:
Kadın biraz daha mutlu
Artık yavaş yavaş mesaj klasiğini kafasından atıyor
Eh be adam 
Sen hala nefsinin peşinde eriyip biten muma dönüyorsun
Güya evini süsleyen kadın o, olacaktı.
-Ayrılığın altıncı ayı ve ileri ki zamanlar:
Kadın daha da mutlu
Umudunu kesmiş, yeni heyecanların peşinde
Kalbinin ortasında bir olta
Ağına kim takılırsa ...
Artık yeni olana daha tecrübeli bakacak
Gözlerinde kadın gibi kadının nişanesi belirecek
ve artık herkes onu oradan tanıyacak...
Ve sen adam !
Zaman zaman hayranların gidiyor
ee yaşında ilerliyor...
Etrafında hayran olması ne demek ?
Elbette ki, hayranlığın bir gün son bulduğu 
yeni yetenek avcılarının peşine düşen
bir takım insanlar demek.
Yani anlayacağın
çok güvenme kimseye....
Kimse kimseye acımıyor,
elindekinin kıymetini zamanında bil derim..

--Ve artık aradan seneler geçmiştir
Tembel, sönük bir sigarayla baş başa kalmışsındır
Yitip gidenler bir kibrit çöpü gibi değildir.
Yaksan da, ezsen de, onlar kendilerini söndürmeyi bilir.
Artık kadın mutludur...
Boşuna bakma yetim çocuklara.
Etrafında kimsenin kalmaması da 
kötü dimi bayım?
Çok zayıflamışsın.
Takma kafaya diyeceğim ama; hak ettin..
Yanan, yakılan, yıkılan, kırılan, dövülen, alçatılan, hep kadın olmasın....
Daha çok ah'larının içinde yanman ümidi ile...




Küçük bir not : Şimdi o kadın daha da mutlu..... '''Yani ben ''''



B.Babette

( Yana Yakıla başlıklı yazı Büşra Krcn tarafından 18.04.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu