Çocuklar,
bizim çocuklarımız; sarı saçlı, mavi gözlü, kumral, esmer, yeşil gözlü,
kahverengi gözlü ve coşku dolu, alnımıza yazılı, yaşam ile sözlü çocuklar.
Geleceğimizin, yarınlarımızın en büyük umudu çocuklar. Bilgi ile doldukları
zaman, gözleri ışık saçar, güzellikler akar ellerinin değdiği, ayaklarının
bastıkları yerlere. Oyun zamanları, bütün sokaklar, bütün ağaçlar, bütün
evlerin bahçeleri, bütün toplar, sokak kedileri, köpekleri, güvercinler, serçeler
onların. Tabi ki mutluluk da ilk önce onların hakkı. Bırakalım da doya doya
çocukluklarını yaşasınlar ''Çocukluğunu tam yapmamış insan, kolay kolay tam bir
insan olamaz.'' der J. C. Friedrich Hölderlin...
Biz ana babalar ve büyükler, onların bu temiz dünyalarını, temiz kişiliklerini
kirletmek ile ruh dünyalarını alt üst etmekle meşgulüz, zaman zaman döverek,
söverek, kötü davranarak. Çoğu zaman gazetelerde okuyorsunuz, ana baba ya da
üvey anne, üvey baba şiddetine maruz kalan zavallı masum çocuklarımızı. İnanın
benim de herkes gibi içim parçalanıyor, yüreğim burkuluyor gazetelerde
gördüğümde, televizyonlarda seyrettiğimde. Bu çocuklar ne kadar yaramaz ve ne
kadar kötü de olsalar bu davranışları hak etmiyorlar asla. Oysa ebeveynler
biraz sabırlı, biraz da hoş görülü olsalar, sorunların büyük bir bölümü
çözülecek cinsten... ''Çocukların nasihatten çok, iyi örneğe ihtiyaçları
vardır.'' demiştir J. Jaubert. Bizler çocuklarımıza rol modeliz, iyi örnek
olmak için çok çaba sarf etmeliyiz...
Hiç bir çocuğun yüreğinde ve beyninde öldürme dürtüsü yoktur. Savaş, kavga
bilmez çocuklar. Ermeni çocukları, Rum Çocukları, Bulgar Çocukları, İngiliz
Çocukları, Suriyeli Çocuklar, Rus Çocukları, Yunanlı Çocuklar; adı üstünde işte
hepiniz çocuksunuz ortak paydanız çocukluk. Bu düşmanlık, bu kin, bu nefret
niye? Hiç bir çocuk şimdiye kadar savaş başlatmamış, direkt olarak kendi isteği
ile bir savaşın içinde olmamıştır, masumdur dünyanın bütün çocukları. Yaşı ve
milliyeti ne olursa olsun çocukları savaşa sürükleyen alçaklar, onların kanları
üzerinden siyaset yapan ve kirli politikalarını yürüten devlet adamları büyük
vebal altındadırlar, bunun hesabını da hem dünyada hem de ahrette çok acı bir
şekilde öderler... Ünlü düşünür Albert Einstein'da ''Dünyada bir tane dahi
çocuk mutsuz olduğu sürece, büyük icatlar ve ilerlemeler hiçtir.'' demiştir...
Bu gün Dünya'nın birçok yerinde küçük ya da büyük bölgesel savaşlar var, bu
savaşlarda binlerce çocuk acımasızca ölmekte, katledilmekte, sakat kalmakta ve
birbirine silah sıkmakta. Hangi amaç uğruna olursa olsun çocukları savaşın bir parçası
yapmaya çalışmak alçaklıkların en büyüğüdür. Onlar okuyacaklar,
aydınlanacaklar, bilgi ile dolacaklar, dünyada ki diğer bütün çocuklar sevgi ve
muhabbet ile kucaklaşacaklar, dünyaya güzellikler katmanın hazzını yaşayacaklar
dolu dolu...
Türk Milletinin evlatları olarak ne kadar şanslı olduklarını bir an akıldan
çıkartmamalı çocuklarımız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önce bütün Türk
Çocuklarına sonra da dünya çocuklarına armağanı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramının dünya da başka bir örneği yok, ne mutlu bizim çocuklarımıza...
Haydi, gelin bütün dünyanın sevgi dolu masum çocukları, anne ve babalarınızı da
alın gelin bizim şenliklerimize birbirimize sevgi ile dokunalım, kaynaşalım,
dertlerimizi paylaşalım, ikramlarda bulunalım. Savaştan kargaşadan kimsenin
kazancı olmamıştır şimdiye kadar, Asya'da Afrika'da, Amerika'da ya da Dünya'nın
herhangi yerinde bir tek çocuk ağlamasın, mutsuz olmasın ki hepimizin yüzü
gülsün insan olarak. Bir Çin Atasözü ile cümlelerimizi bağlayalım ''Bütün dünya
üzerinde bir tek güzel çocuk vardır. Bütün annelerde ona sahiptir.'' Hepinize
en derin sevgi ve saygılar...