“Bin dokuz yüz doksan dörtte
Türlü türlü bahaneyle
Siyahi ölüm sahnede
Soykırım başlar flörtle!”
Birleşmiş milletler cani
Köpeğe acıyan hani?
Sekizyüz bin can katlini
İzledi Fransız sörfte!
Aynı sahneler Bosna’da
Suriye, Filistin daha…
Sanki insanlık namına
Yapılmışcasına gafla!
Ya köle ya da maraba
Hizmet etmekti her çaba
Diklense ona bir anda
Dizilir kellesi rafa!
O Fransızlar terörle şok
Ta kalbinden vurdu bu ok!
Şanından tek eser yok
Ezber bozdu katil örfte…
Üç beş ölen için dünya
Ayaklandı vahşi rüya
Soykırım gibiymiş güya
Yarıştılar aynı lafta…
Kol kola yürüdüler, bu
G5 diktesi akan su
Gözdağı vermekti huyu
Yer almakla aynı safta!
Kendinden değilse ölen
Olsun varsın saç baş yolan
Mutluydu da daim gülen
Çaldırsın cellat şefleri…
Kafatası müzesi var
Yan yana kim kime yar
Ruanda insanına kor
Asla unutmaz etmez af!
Bosna’da mermi izleri
Hala canlı eskizleri
Vurmamak için dizleri
Bir daha bakar Elif’i…
Bir Müslüman ölür belki
Doğar hemen binlercesi
Soykırım çözer bilmecesi
Bilinçli neslin tarafı…
“Tanır kardeşini artık
Yutmaz da kanını balçık
Zalimler oldukça tanık
Kırarlar kaf üstüne kaf…”
Saffet Kuramaz