Online Üye
Online Ziyaretçi
Bir derin dönülmez kuyusu
O çay ince belli bardakta
Gözlerinden ne ara süzülmüş
Hani o demli hazan koyusu
Nasıl içilir şimdi o çardakta
İnen yaşlara melekler de üzülmüş
Ya kaçarsa mehtabın uykusu
Nisana uğramış eylül havası
Kahvesi bir ara köpürmüş
Yağmur cama vurdukça
Saçları tam bir şair tasası
Bakışında sır dolu perde
Mısralar bir bir sordukça
Eski defter öylesine dürülmüş
Fincan dediğin küçücük
Aşk varılmaz bir yerde
Üç vakte yalan olası
Hatırda son öpücük
Bahane bir tutam dibinde
Dudağı desen kızıl köprücük
Yanağından inilir de
Nasıl geçilir son durakta
Verilir mi vuslat molası