Özet
Çevresinde ve arkadaşları
arasında, yakışıklılığı ile dikkat çeken yeni okulundan mezun olmuş öğretmen Ali
bey, etrafındaki kişiler arasında ve kızlar arasında bu yakışıklığından
faydalanarak yaptığı çapkınlığı ile ün salmış bir genç öğretmendir.
Alında bu yakışıklı öğretmen
Ali beyi, bu çapkınlığa iten arzu, kadınlara olan kininden nefretinden kaynaklanmaktadır.
Ali bey okul sıralarında çok
sevdiği âşık olduğu bir kız arkadaşının, okul sonrasında mesleğinde verilen
göreve atanıp öğrencilik sonrası hayata atılınca, Ali beye karşı olan kendi
sevgisini aşkını elinin tersi ile itip, sadece zengin ve daha güzel bir meslek
sahibi olduğunu düşündüğü zengin bir subayla evlenip, kendi aşkını hiçe
saymasından kaynaklanmaktadır.
Ali bey kadınlara karşı olan
biri olduğundan onlardan nefret ettiğinden çapkınlık yaptığı hiçbir kıza kadına
asla tam olarak gönül bağlamayan biridir, Bu nedenle de, etrafında arkadaşları
arasında çiçekten çiçeğe koşan şıp sevdi biri olarak, tanınan biridir.
Fakat yedek subay olarak
yaptığı askerliği sonunda, onun bu alışılmış kötü alışkanlığı, onun başına bela
olmaya başlardır.
Bir gün onun en yakını olan üvey
amcasının güzel kızı, Fatma ile yakınlık kurmaya başlardır.
Başlangıçta sıradan bir
ilişki olarak gördüğü bu yakınlık zamanla değişmeye başlar.
Amcasının biricik kızı Fatma
üvey amcasının oğlu Ali ‘i etkileyecektir.
Fatma onu bir başka kızlara,
baktırmayacak kadar güzel ve akıllı bir kız olduğundan, yakın akraba üvey amca
çocukları olmasına rağmen, Ali ile evlenebileceğini onunla bir gün mutlu gerçek
bir yuva kurabileceğini düşündüğünden, zaman içinde onunla olan ilişkisini
zenginleştir. Ve Fatma sonunda kadınlara karşı kin tutan çiçekten çiçeğe arı
gibi konup geçen Ali’yi, sonunda kendine âşık etmeyi başarırdır.
Artık bir daha âşık olmamaya
tövbe etmiş olan Ali ile Fatma, birbirlerini tanıyan birbirlerine âşık çok seven
iki sevgilidirler. Bunlar yaşadıkları şehirde sık, sık ailelerinden gizli
olarak, buluşarak geleceğe dair planlar yapmaya başlarlardır.
Ali artık geçmişteki
çapkınlıklarının üzerine bir çizgi çekmiş kadınlara olan kin ve nefretini
unutmuş gerçek evliliğe doğru, emin adımlarla yürümektedir.
Fakat Ali nin, hiç hesap
etmediği bir şey vardır. Ali nin babası bu ilişkiye ve onların evlenmelerine karşıdır.
Babası Hüseyin amca, aksi sinirli kafasına koyduğunu çekinmeden yapabilecek
karakterde biridir.
Kendisi anneden aynı, fakat
babadan ayrı olan Mustafa bey ile geçmişten bu yana süre gelen bir miras
kavgası yüzünden husumetlidirler.
Bu iki üvey kardeşin, miras
davasından kaynaklanan husumetleri birbirleri seven evlenip yuva kurmak isteyen
Ali ile Fatma’nın evlenmelerine engel olmaktadır.
Ali nin babası Hüseyin amcanın,
yazın göçtükleri bir yaz boyunca orada kalarak ekip biçtikleri meyvelerinden faydalandıkları
mahsul ekip dikip mahsulünü topladıkları bahçeleri ile, aynı şekilde olan Fatma’nın
ailesinin bahçeleri her ne kadar, belirlenmiş taş duvarlarla birbirinden
ayrılmış olsa da yine aynı ailenin mülkünün bölünmesi ile meydana geldiyse de
bitişik durumda görünmektedir.
Günlerden bir bahar günü, bahçelere yaz
için sebze ekilmeye gidildiğinde, Ali ile Fatma bahçe içindeki evlerinde
ailelerin bahçelerinin uzak noktasında bahçe işleri ile uğraşırken uğraştığı
bir sırada buluşmaya birlikte olmaya geleceğe ait planlar yapmaya karar
verirler.
Genç öğretmen Ali nin, Ahmet isminde o
yıllarda ortaokula giden bir kardeşi vardır.
Ahmet,
olayın olduğu yıllarda henüz çocuk olduğu için aşktan sevmekten sevilmekten
anlamayan, abisine göre biraz da saf görünen, abisinin sözünden çıkmayan bir
çocuktur.
Günlerden
bir bahar günü Ali kardeşi Ahmet ile beraber, Ali’ in sevgilisi olan Fatma ile
buluşacakları bahçe evinin bulunduğu yere giderler.
Ali
bey kardeşi Ahmet’i dışarıda gelip gidene karşı gözcü olarak koyarak,
sevdiği kız olan amcasının kızı olan Fatma ile gittikleri bahçede bulunan bağ
evinde buluşarak, onunla gelecekleri hakkında konuşurlar ve sevişirdir.
Bu
gizli buluşmanın sevişmenin sonucunda, bağ evinde, haram meyve meydana
çiçeklenir.
Bu
haram meyvenin çiçeklenmesi, günler sonra ortaya çıkınca, Ali ye âşık olan Fatma
‘nın babası bunu namus davası yaparak bunların mutlaka evlenmelerini ister, her
masrafı bile kendi üstlenmeyi kabul ederek, bu durumu Ali nin babası olan üvey
kardeşi, Hüseyin efendiye açardır.
Açmasını
açar ‘da, inatçı Hüseyin efendi, Nuh der Peygamber demez bunların evlenmelerine
razı olmazdır.
Çaresiz
kalan kız babası Mustafa Bey,
durum daha’ da kötüye gitmeden, olayın ortaya çıkmasını istemediği için kızını bulundukları
ilçede bakkallık yapan, hali vakti oradaki halka göre biraz daha iyi görünen, olan
bitenden habersiz kızını istemeye gelen biriyle evlendirmek mecburiyetinde
kalırdır.
Fatma’
nın bu durumunu, evlendikten sonra öğrenen eşi bulunduğu küçük kasabada dedi
kodlulara meydan vermemek için, işini ve evini büyük bir şehir olarak bildiği
Ankara’ ya taşır ve burada başkasından olan çocuğu ve daha sonra kendinden olan
çocukları ile birlikte yaşamaya başlardır.
Evinin
tek kızı olan sevdiği Ali, bey ile evlendiremeyip bir başkası ile evlendirmek
mecburiyetinde kaldığı Fatma’nın, Ankara’ya taşınmasının arkasından, Fatma’nın
babası Mustafa bey’ de, aynı korku içindedir.
Bu
sebepten Fatma’nın babası Mustafa bey, geçmişte aile içinde kavgalara
husumetlere neden olan ilçedeki ailesinden kalma bir çok kavgalara neden olmuş
üvey kardeşi ile arasının açılmasına neden olmuş mevcut malını mülkünü satarak,
kızının olduğu şehre taşınırdır. Burada daha sonra iş kurarak inşaat yap sat işleri
yapmaya başlardır.
Zaman
geçer, daha sonra Fatma, haram meyvesini ortaya getirir büyütür olgunlaştırır
ve meslek sahibi yapardır.
Fatma
durumunu başlangıçta kızından gizler eşi ölünce ona bu durumu anlatmaya karar
verirdir amma, veremez.
Bir
haram meyve meydana getiren sonra mecburiyet karşısında başka şehirlere göçüp
giden Fatma’ nın haram meyvesi ile birlikte yaşadığı bu şehirde bir tesadüf
sonrası bir zamanlar çok sevdiği kendisine âşık olduğu evlenmek isteyip de
evlenemediği haram meyvenin ortağı öğretmen Ali bey de yaşamaktadır. Haram meyvenin
ortağı onların çok yakınlarında yaşamasına ve çoğu zaman görmelerine rağmen
kızına baba kendine’ de artık eş olacak durumda değildir.
Fatma
olayı sinesine çekerek, bir kara taş gibi bağrına basarak, kızına hiçbir şeyi
anlatmadan iki eski aşık gençler hayatlarının sonuna kadar yaşamlarını konuşmadan
sürdürür giderdir. Ta ki, onun haram meyve olan kızı bir gün kendi durumu
öğreninceye kadar.
Ahmet
Yüksel Şanlı er
06
Mayıs 16