Hatıra Defterinden Bir Sayfa
HATIRA DEFTERİNDEN
BİR SAYFA
Ahmet AYAZ
Gaziantep Güneş
Gazetesi 13 Haziran 2016
……………………………………………..
Siz saygıdeğer okurlarıma, hatıra
defterimden bir sayfa açıyorum. Yazacak o kadar
güzel şeyler var da, ben az ve öz
konuşmayı severim. Sohbetim baş ağrıtmaz, can incitmez kanaatindeyim. Askerlikten sonra, iş hayatımdan, memurluk ve idarecilik
yıllarımdan, güzel anılarımı sizler ile paylaşmak istedim. Yukarıda da dediğim
gibi, inşallah sohbetim baş ağrıtmaz, can incitmez. Çünkü ben, öldükten sonra
da iyi şeyler ile anılmak isterim.
Ben çiftçi çocuğuyum. Askerlik dönüşü çiftçilikle uğraştım. “Toprak
Su” işlerinde işçilik, Milli Eğitimde, Sağlık Teşkilatında memurluk ve Aileden
Sorumlu Gaziantep Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Şef kadrosunda, yaklaşık
olarak 11 yıl, İl Müdür Yardımcısı konumunda görev yaptım. Ömrümün büyük
çoğunluğu basında geçti. 1976 tarihinden, 1980 yılına kadar ulusal basında, daha sonra da, yerel
gazetelerde ve kültür sanat , edebiyat dergilerinde hala, yazmaktayım. Rahmetli Mehmet SAĞLAM vardı. Bu değerli
basın mensubu, davranışları ile örnek
bir insandı. Gaziantep Devlet Hastanesi Müdürü Bahri SÖNMEZ vardı. Bu da, âmir
değil, çok değerli bir dosttu. Arkadaşım Mehmet DÖNER ile bir gün çarşıda
gezerken, müdürümüz Bahri Sönmez Beyi Güllüoğlu
bakalavacısında, baklava alırken gördük. Selam verdik, bize buyur etti. Sağolun dedik. Yaho, içeriye
girerseniz birer havuç dilimi yeriz. Yoksa ben baklava yemek için, akşam Müdür
Hanımın Misafirlerini bekleyeceğim. Bana
akşamı bekletmeyin, buyurun dedi ve bizi içeriye aldı. İkramını kabul ettik.
Eşi Figen Hanımda Hastane Müdürü idi ama, nasıl bir müdür idi ? Tartışılmaz bir hanım efendi kişiliğine sahipti.
Sevgili okurlarım artısıyla, eksisiyle öyle insanlar gördüm ki,
kişilikleri ve görgü kuralları başka başkaydılar. Bir gazeteci arkadaşımız var,
burada adından söz etmeyeceğim. Adından söz edersem, yanlış anlayanlar olur
diye düşünüyorum. Kendisi çok zengin
birisi değil. Fakat, bürosunun temizlikçisine, kendi içeceği çay bardağını
doldurtmaz, ve kendi çay içtiği bardağı ona yıkatmaz. Ve derki, “hiç kimse, hiç kimsenin hizmetçisi
olmamalıdır. Sen büroda görevlisin,
büronun işlerini yapıyorsun. Benim şahsi hizmetçim değilsin” der. Bu
durum bana, Hz Ali’nin bir olayını hatırlattı. Hz Ali atın üzerinde giderken, elinden kılıcı yere
düşmüş. Hz. Ali atın üzerinden aşağıya inerek kılıcını almış. Atına tekrar binmiş. Sahabelerinden
birileri “Ya Ali, biz kılıcının yere düştüğünü gördük. Alıp sana verecektik” dediklerinde, Hz Ali şöyle cevap
veriyor. “Biliyorum, verecektiniz. Ama dilim
emir buyurmaya alışmasın” demiş.
Gaziantep Üniversitesinde gerekse
hocalarımızdan, gerekse çeşitli birimlerde çok tanıyıp sevdiğim dostlarım var. Gördüğüm ve bildiğim kadarısıyla mükemmel
insanlardırlar. Geçmişte, Üniversitede
yeni göreve başladığında, kızım bir olumsuzluk ile karşılaşmış. Burada o
olumsuzluktan söz etmeyeceğim. 17 Mayıs 2016 günü, oğlumun işe başlaması nedeni
ile, yolum Güvenlik Müdürlüğüne düştügünde bu olumsuzluğu hatırladım. Ve
oradaki güzel insanları gördüğümde,
kızımın rastladığı olumsuzluğun bu defa, tam tersini gördümm. İki gün Güvenlik Müdürü Sayın Hamza POLAT ile, kısa bir sohbetim oldu. Gerekse aileden
aldığı terbiyeden, gerekse dini inancından olmalı. İnsancıl davranışları bütün dikkatimi
üzerinde topladı. Asıl söylemek
istediğim şudur. Güvenlik Müdürü Hamza Polat Bey, Göreve yeni başlayan
bir güvenlik görevlisine, güvenlik elbisesini verirken, “Askerimiz, polisimiz
nasıl vatan ve namus bekçisi ise, biz de. kendimizi onların yerine koyacağız.
Bizde vatan ve namus beçisiyiz” dedi.
Ben burada, kendisini
canıgönülden kutluyorum, selam sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Böyle zor bir
göreve, böyle bir zat’ı muhterem gerek.
Başarılı çalışmalarında kolaylıklar diliyorum. Yüce Allahım beni yanlışa
düşürmez inşallah!
Sevgili okurlarım. Her zamanki dediğim
gibi. Beni unutmayın, sohbet köşemde
sizler ile yine buluşalım. En güzel ve mutluluk dolu günler, hep ve hepimizin olsun. Hoşça ve
dostça kalınız diyorum.
(
Hatıra Defterinden Bir Sayfa başlıklı yazı
Ahmet AYAZ tarafından
13.06.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.