Online Üye
Online Ziyaretçi
Artık insanların niyetlerini anlamak sır değil. Ne yaparsa iyi niyet adına, altından bir çoban oğlu çıkıyor en kısa zamanda. O kadar çok hayır sever var ki… Kimisi sokak hayvanlarını, kimisi anasız ve babasız çocukları desteklemek için iftar sofraları, hayır kampanyaları yapıp duruyor. Hiç kimse, neden hayvanlar başıboş sokakta, neden çocuklar anasız ve babasız, neden evlilik dışı ilişkiler artmakta… İle ilgili sorunun kaynağına inmiyor. Neden bir kadın ya da erkek evlilik dışı ilişki yaşamaya yönleniyor, yahut neden sokakta başıboş hayvanlar artmaya devam ediyor’u sorgulamıyor.
Bir kadına kahpesin diyen kişinin, gizli saklı onun evine girmeye çalışması gibi bu görüntü. Bir tarafta toplumsal değerleri korumaya çalıştığını savunan kişiler, diğer taraftan söylediklerinin tersini farkında olmadan gizli gizli besleyip, yaymaya yüz tutan ve kendi nefislerine söz geçiremeyen zavallılar bu resmin adı.
Teravi namazına giden cemaaat şu soruyu soruyor “İmam, namazı hızlı kıldırıyor mu?” Eğer sorunun cavabı evetse, o camiye gidiliyor. Teraviyi kıldığı için evine vicdanı rahat bir şekilde geliyor. O cemaat şunu sormuyor,” O İmam güzel sesli ve kuralına uygun namaz kıldırıyor mu? İmam Kur’andan okudukça, kıraatı insanların kalbine işliyor ve Dünyadan uzaklaşıp sadece namaza kendini verdirebiliyor mu? O camiye gelen kişi sayısı her geçen gün daha fazla artıyor mu?” Yahu, sen camiye neden gidiyorsun ki? Senin kalbini Allah bilmiyor mu? Yahut, imam eğer hızlı kıldırıp, cemaati böylece kaybetmeyeceğini düşünerek, nasıl bir vebalin altında kaldığının farkında değil mi? O camiler, Allah’ın evi, orada ne kadar uzun kalınsa, Allah’ın misafirlerine ikramı devam ediyor. Allah’ın evinden bir an önce ayrılmayı düşünüp, dünya sahnesinde her işe dönmeyi bu kadar istememiz doğru mu, asla…
Tüm işlerimiz böyle, şekil üzerine inşaa edilmiş. Ben yaptım, doğru yaptın da, onun feyzinden ne kazandın. yaptığın şey, sana ne olarak döndü…
Bugün, bu kadar yardım kuruluşları ve dernekler varken, devlet her türlü desteği onlara vermişken, bu görüntü azalmıyor aksine artıyor. Anne ve baba bile nefsinin istek ve arzularına uyarak, çocuklarına çok zaman ayırmıyor, onların kendilerini sıkıntıya uğratmayacak oyuncakları alarak onların sorun vermesinden kurtulduklarını düşünüyorlar adeta, çocuklarının gören gözlerini kör, duyan kulaklarını sağır, bedenini zayıflatan bir ortamda zehirlenmesine yardım ediyorlar. O çocuk oyun oynarken, anne baba istediği gibi fındık kırıyor ve inançlarına-fıtratına ters yaşamaya devam ediyor. Aileler sorunun kaynağının kendileri olduğu anlamıyorlar. Çocuğun kötülüğe gitmesi durumunda tüm suçu onlara yüklüyorlar, “Biz sana her şeyi verdik nankör, sense bunları mı yaptın bize…” Ne verdiniz Allah aşkına, sevgi mi, ilgi mi? Sizin o yardım dernekleri yerine çocuklarınızla ilgilenmeniz, kardeşlerinizle, eşinizle bütünleşmeniz gerekiyor ilk önce.
Boşanmalar, kardeş kavgalari, aile cinayetleri… Hiç boşuna değil. Başkasının sizi takdir etmesi değil, Allah’ın sizden hoşnut olması gerekiyor. Eğer siz, Bir Müslüman olarak gereği gibi dinimizi titizlikle yaşamaya gayret ediyorsak, çevrenizde huzur var demektir. Kötülük yok olmuş ve toplumun dengesin bozan kötülükler bitmiştir demektir…
Sorunları çözmede çözümün sonundan değil, en başından çözmek gerekiyor. Sorunun kaynağını kurutmak, bataklık yerine o toprakta yeşilliği filizlendirmeye gayret etmeli…
Saffet Kuramaz