merhaba dayıcım diyerek başlayacaktım mektubuma
yüzündeki gülümseme hiç solmasın diyebilseydim   
yazmak istediğim mektubuma  eğer yazabilseydim dayıcım
seni çok özledim dayıcım çok ama çok yanıyor içim
bazen sesin kulaklarımda çınlıyor adeta yeğenim deyişin 
elinden hiç düşürmediğin sigaranın yarısı yanmış 
gitmiyor gözümün önünden dumanını içine içine efkarla çekişin
ne derdin vardı dayım benim bize söyleyemediğin?

en çokta gülmeni özledim be dayıcım senin
simsiyah saçlarının arasındaki beyaz saçların bile sana  ne çok yakışırdı 
sakalın bıyığın saçın kadar beyaz değildi simsiyahtı 
sana her şey çok ayrı güzellikte yakısırdı  çünkü sen benim  dayımdın 
ben seni her halinle  severdim her şey sana ayrı bir yakışırdı 
sen her işini  ayrı bir özenle yapardın severdin çalışmayı yaz kış demezdin 
niye bıraktın bizi dayıcım niye küstün bize  bu kadarmı kırgındın hepimize
hani ben memlekete gelecektim  çay içecektik  
yakıp semaveri bizim köyün bahçelerinde 
annem babam yengem ve seninle hep  birlikte
böyle miydi hayalimiz dayım  bizim seninle

seninleyken  ben hiçbir şeyden korkmazdım biliyor musun dayıcım
çünkü senin  yüreğin  çok büyük ve korkusuzdu benim gözümde
 bilirdim korurdun beni  çocukluğumdan bu yana  oldugu gibi
babamın olmadığı  zamanlarda hep sen vardın  yanımızda
sen varken korkmazdım  karanlık gecelerden bile
öyle cesurdu öyle yürekliydi benim dayım benim gözümde
olmadı be dayıcığım  yakışmadı bu ölüm sana 
yaktın ciğerlerimizi ölmeden koydun hepimizi mezara
biz doymadık ki sana daha nasıl sardı kara toprak seni
bazen rüyamda görüyorum seni boynun bükük üzgün ve yalnız başına
uzatıyorsun ellerini  tut ellerimi gidelim buralardan  diye
uzatıyorum  ellerimi  sana  bir bulut alıp götürüyor seni 
bir anda kaybolup gidiyorsun benden çok uzaklara 
seni çok özledim dayıcığım bu ölüm yakışmadı hiç sana

 sustu her şey  sanki sesssizleşti dünya 
seninle güldüğümüz hiçbir şey güldürmüyor artık hiç birimizi
dokunduğun her şey de  senin  hatıran varken mümkün mü seni unutmak 
ne yazarsam yazayım bu acının tarifi yok
sanki kalbimin içinde  her gün ateşler yanıyor 
içtiğim su bile boğazımda kalıyor 
aldığım nefes cğerlerimi  parçalıyor 
işte böyle dayıcığım  sensizlik  bu kadar acı bu kadar zor  

annem  bazen dokunduğun  eşyalarını kokluyor öpüyor saatlerce
gözyaşları sele döndü ne yapsak boş acın çok büyük kalbimizde
can candan ayrılıyor sanki buna katlanmak çok zor 
sanki bedeninden bir yerinin kesilmesi gibi
biri ölüm biri ayrılık yok ki bunun tarifi yok tesellisi
olmadı dayıcığım bu ölüm sana hiç yakışmadı 
açsan gözlerini  son kez baksaydın  bize 
öpseydim  yanaklarından  yokluğuna dayanacak kadar
ölüm ani dünya fani çok özledim  çok dayıcığım seni
insan birbirinden ayrılıncamı anlıyormuş birbirinin kıymetini değerini

( Dayıma Mektup Yazacaktım Ölmeseydi Eğer başlıklı yazı hanife duman tarafından 13.07.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu